Translate

28 Mart 2025 Cuma

Türkiye 'nin adı tarihçesi

 

Türkiye'nin Adı ve Tarihçesi: "Türkiye" Kelimesinin Kökeni

Türkiye'nin adı, ülkenin etnik kimliği ve coğrafi yapısıyla doğrudan ilişkilidir. Bugün dünya çapında tanınan bu ismin tarihi, 12. yüzyıla kadar uzanır ve kökeni Batı'daki ilk Türk temaslarına dayanır. Türkiye'nin adı, zamanla evrilerek Anadolu topraklarıyla özdeşleşmiş ve uzun bir tarihsel sürecin ardından günümüzdeki halini almıştır.

"Türkiye" Kelimesinin İlk Kullanımı

"Türkiye" isminin ilk kez Batılılar tarafından kullanılmaya başlanması 12. yüzyıla dayanır. İtalyanlar, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bu toprakları tanımlamak için "Turchia" veya "Turcmenia" terimlerini kullanmışlardır. Bu isimler, Türklerin bu bölgedeki baskın etnik grup olmalarından dolayı, "Türklerin Ülkesi" anlamına geliyordu. 12. yüzyılda, Anadolu'da Türklerin göçleri ve devletleşmeleri Batılılar tarafından dikkatle izlenmiş ve bu coğrafyaya dair tanımlar yapılmıştır.

İtalyan tarihçi ve coğrafyacılarının eserlerinde, Anadolu topraklarına dair "Turchia" ve "Turcmenia" adlarının geçtiğini görmek mümkündür. Bu terimler zamanla, Türklerin yaşadığı coğrafyayı anlatan yaygın isimler haline gelmiştir. Türkler, Orta Asya'dan Anadolu'ya göç ettikçe ve burada yerleşik hayata geçtikçe, Batı'da bu bölgeye dair kullanılan adlar da evrilmiştir.

"Türkiye" Kelimesinin Evrimi

Başlangıçta "Turchia" ve "Turcmenia" gibi terimler zamanla yerini "Türkiye"ye bırakmıştır. Anadolu'da Türklerin en yoğun şekilde yerleştiği bölge olan "Türkiye", 19. yüzyıl sonları itibarıyla özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde halk arasında ve resmi belgelerde daha fazla kullanılmaya başlanmıştır. 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde ise "Türkiye" kelimesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi adı olarak kabul edilmiştir.

"Türkiye" kelimesi, "Türk" kelimesinin türemiş hali olup, zamanla hem etnik kimliği hem de coğrafi alanı ifade eden bir kavram halini almıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarındaki bu adlandırma süreci, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte daha da pekişmiştir. 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte, bu kelime tüm dünyada modern Türk devletinin adı olarak kabul edilmiştir.

Tarihi Süreçte Türkiye'nin Adı

Türkiye adı, zaman içinde değişmiş ve evrilmiş olsa da, kökeni çok eskiye dayanır. 12. yüzyılda Batılılar, Türklerin yaşadığı bu coğrafyayı "Türklerin Ülkesi" anlamında tanımlamış ve bu kelime zamanla "Türkiye" halini almıştır. Bugün, 900 yılı aşkın bir geçmişi olan "Türkiye" adı, Türk halkının bu topraklardaki varlığının ve kültürel kimliğinin bir sembolü haline gelmiştir.

Kaynaklar:

  1. Franz Babinger, Mehmed the Conqueror and His Time, 1978. Bu eserde, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşuna ve Batılıların Türklerle ilk temasa geçişine dair bilgiler yer alır.
  2. İbrahim Kafesoğlu, Türk Milliyetçiliği ve Tarih Bilinci, 1994. Kafesoğlu, Türklerin Anadolu'ya yerleşmesinin ardından kullandıkları etnik ve coğrafi terimlere dair kapsamlı bir analiz sunar.
  3. Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye'nin Kuruluşu, 2001. Bu kitapta, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki adlandırma ve "Türkiye"nin anlamına dair derinlemesine bilgiler mevcuttur.
  4. Kemal Karpat, The Ottoman Empire and the World Around It, 2002. Karpat, Batılıların Türkleri tanımlama şekilleri ve "Türkiye"nin evrimi konusunda kapsamlı bir çalışma yapmıştır.

Bu kaynaklar, "Türkiye" kelimesinin kökeni ve tarihi süreci hakkında derinlemesine bilgi sağlayan önemli eserlerdir. Türkiye'nin adı, hem tarihsel bir miras hem de Türk milletinin bu topraklardaki varlığının bir ifadesi olarak, bu topraklarda yüzyıllar süren bir evrimin sonucudur.

21 Mart 2025 Cuma

57.Alay

 57.Alay, Çanakkale Savaşı'nda Anzak çıkarmasını durdurarak savaşın kaderini değiştiren kahraman bir Türk birliğidir. 25 Nisan 1915'te başlayan ve savaş boyunca devam eden çatışmalarda büyük kayıplar vermiştir. Alayın mevcudunun büyük bir kısmı şehit olmuş, ancak tamamı değil. Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğindeki bu alay, vatan sevgisi ve fedakarlığın sembolü olarak tarihe geçmiştir. Çanakkale'deki kahramanlıklarının ardından 57. Alay, önce Galiçya Cephesi'nde, ardından da Filistin Cephesi'nde savaşmıştır. 1918'de Filistin Cephesi'nde tamamen dağılmış ve savaştan sağ çıkıp dönebilenlerin sayısı çok az olmuştur.

Çanakkale savaşında madalya alanlardan Örnekler

 

Çanakkale Savaşı'nda üstün hizmet gösteren subaylara Osmanlı Devleti tarafından Harp Madalyası, İmtiyaz Madalyası ve Liyakat Madalyası gibi ödüller verilmiştir. Ancak, madalya alan subayların tam listesi resmi olarak yayımlanmamıştır. Bununla birlikte, savaşta önemli roller üstlenen ve ödüllendirildiği bilinen bazı komutanları detaylarıyla aşağıda sıralıyorum:

1. Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938)

  • Görevi: 19. Tümen Komutanı, Anafartalar Grup Komutanı
  • Öne Çıkan Başarıları:
    • 25 Nisan 1915'te Anzak çıkarmasına karşı Conk Bayırı’nda savunmayı yönetti.
    • 10 Ağustos 1915'te Süngü Hücumu ile düşmanı püskürttü.
    • Anafartalar Zaferi'ni kazandı.
  • Aldığı Madalyalar:
    • Osmanlı Harp Madalyası
    • Osmanlı İmtiyaz Madalyası
    • Alman Demir Haç Nişanı
    • Avusturya-Macaristan Harp Madalyası

2. Cevat Çobanlı Paşa (1870-1938)

  • Görevi: Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanı
  • Öne Çıkan Başarıları:
    • 18 Mart 1915’te müttefik donanmasının ağır kayıplar vererek geri çekilmesini sağladı.
    • Çanakkale Boğazı'ndaki mayın hatlarını düzenledi.
  • Aldığı Madalyalar:
    • Osmanlı Harp Madalyası
    • Osmanlı Liyakat Madalyası

3. Esat Paşa (1862-1952)

  • Görevi: 3. Kolordu Komutanı
  • Öne Çıkan Başarıları:
    • 25 Nisan 1915’te düşmanın ilerlemesini durdurdu.
    • Arıburnu ve Kocaçimen savunmasını yönetti.
  • Aldığı Madalyalar:
    • Osmanlı Harp Madalyası
    • Alman Demir Haç Nişanı

4. Fevzi Çakmak (1876-1950)

  • Görevi: 5. Kolordu Komutanı
  • Öne Çıkan Başarıları:
    • Çanakkale cephesinde 5. Kolordu’yu yönetti.
    • Anafartalar ve Arıburnu'ndaki savunma hatlarını güçlendirdi.
  • Aldığı Madalyalar:
    • Osmanlı Harp Madalyası
    • Osmanlı İmtiyaz Madalyası

5. Vehip Paşa (1877-1940)

  • Görevi: 2. Ordu Komutanı (1916)
  • Öne Çıkan Başarıları:
    • Savaşın son aşamalarında Çanakkale Cephesi’nde önemli savunma hatlarını yönetti.
  • Aldığı Madalyalar:
    • Osmanlı Harp Madalyası
    • Osmanlı Liyakat Madalyası

6. Selahattin Adil Paşa (1881-1961)

  • Görevi: 12. Tümen Komutanı
  • Öne Çıkan Başarıları:
    • Kilitbahir ve Seddülbahir savunmasını yönetti.
  • Aldığı Madalyalar:
    • Osmanlı Harp Madalyası

Bu subayların dışında da pek çok kahraman komutan ve asker ödüllendirilmiştir. Ancak, tam bir listeye ulaşmak için Osmanlı arşivleri ve askeri belgeler detaylı bir şekilde incelenmelidir.

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz:


Atatürk Ansiklopedisi: Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale Cephesi'ndeki rolü ve aldığı madalyalar hakkında detaylı bilgi sağlar. 


Çanakkale Muharebeleri 1915: Harp Madalyası'nın tasarımı ve önemi hakkında bilgi sunar. 


Millî Savunma Bakanlığı: Çanakkale ve Kore Şeref Madalyası ile ilgili resmi bilgilere ulaşabilirsiniz. 


Anadolu Ajansı: Çanakkale Savaşları'nda kullanılan madalyalar hakkında bilgi sağlar. 



Bu kaynaklar, Çanakkale Savaşı'nda madalya alan subaylar ve kullanılan madalyalar hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmenize yardımcı olacaktır.