4 Şubat 2023 Cumartesi

Bahçeköy kurucu aileler

 BAHÇEKÖY KURUCU AİLELERİN MÜBADİL YERLEŞİMİ 

Bahçeköy 1922 yılında Rum mübadillerin gitmesi ile 1924 yılında 80  Müsüman Türk mübadil aile,  lozan antlaşması ile değiş tokuş sonucu ata toprağından ana vatana geldiler.

Bahçeköy ilerki yıllarda Türkiye'nin değişik illerinden göç aldı ve halk arasında güzel komşuluklar akrabalıklar oldu

YERLEŞİM

Mübadelede Uçsuz bucaksız Karaca ovasına sıralanan Türk köylerinde yaşayan Müslüman halk, Bahçeköy'e geldiklerinde; Rumeli'de bıraktıkları mallarının karşılığını alamadıkları gibi, dönüm dönüm bereketli toprakları tam hasat mevsiminde, tahıl ambarları, tütün dizgileri  ağzına kadar dolu olarak bırakarak,  bir avuç işlenmemiş toprağa, yanmış yıkılmış toprak damlı evlere gelmek üzere yola çıkacaklardı.                                                      Bahçeköy'e gelen Evladı fatihan mübadil kimdir nedir.                                                                          EVLADI FATİHAN,  Rumeliyi fetheden gazilerin beylerin Anadoludan gelen MüslümanTürklerin torunları)


Tapulu yerlerin alınması,

2510 sayılı Kanun uyarınca verilen tapuda bayır tarla gözüken arazilerin orman olduğuna ilişkin olarak tapu kaydında herhangi bir şerhin veya belirtinin bulunmadığı halde arazi sahiplerin  yapılan müdahale 1938_1946 yılında yapılan kadastroda orman olduğu gerekçesiyle ve mülkiyet hakkına yönelik bu sınırlandırma nedeniyle mülklerinden mübadiller yoksun kaldı. Ve alınteri servetleri bir anda yok oldu, isyan etmediler yeni baştan başlayarak düzenlerini kurdular 

Not

AİHM, kamu malı olduğu gerekçesiyle tazminat ödemeden tapuları iptal edilen taşınmazlarla ilgili olarak 8 Temmuz 2008 tarihli mülkiyet hakkını güvence altına alır, ama işten geçti 70 yıl mahkemelerde ömrü geçti geç gelen adalet ile araziler geri verildi ama arazi sahipleri çoktan değişti ucuz rakamlar ile noter satışı yapılarak yıllar önce elden çıktı




EVLİYA ÇELEBİ DEN 17 nci yüzyılın Sarıyer'i ve Sarıyer'in eski adı Milattan önce Fondura olduğunu yazmış



 

Bahçeköy çınar ağaçları



 

Karacaova köyleri

 Osmanlı döneminde karacaova köylerin adları ( köylerden okunuşları ile yazılışları farklı olanlar vardır) yandaki harita bugünkü adları, Bağımsız Araştırmacı  Hüsnü Yazıcı.         KARACAOVA KÖYLERİN TANITIMI 

Slatena_Chrisi

 Balkan Savaşları'ndan sonra Yunanistan'da kaldı. 1923 Nüfus Mübadelesi sırasında Müslüman nüfus Türkiye'ye göç etti ve yerini Anadolu ve Pontus'tan Rumlar aldı. 1926'da köy "Chrisi" olarak yeniden adlandırıldı.

Toprak çok verimlidir ve kısmen sulanır. Nüfus tahıl, tütün, meyve ve diğer tarım ürünlerini üretir. Hayvancılık da kısmen gelişmiştir

Yerleşim, 1015 yılında Kral II. Basil'in güçleri tarafından yıkılan bir ortaçağ kalesinin kalıntılarıdır. Kale, 1980 yılında arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. Köyün güneyinde antik bir kentle ilişkili eski bir yerleşim kalıntıları bulunmaktadır.

Köy, Edessa-Aridea-Fustani kavşağında, Aridea'nın güneydoğusunda yer almaktadır. Köy, Exaplatanos'un 5 km güneyinde, Almopia vadisinde yer almaktadır


Fustan, Fuştan

1924  Mübadele sonrasında buraya ağırlıklı olarak Küçük Asya  ve Traklar yerleşmiş. Yakın zamana kadar, bağcılık köyün ana geçim kaynağıydı. Yaklaşık 40 yıl önce Fustani, hasat mevsiminde üzümlerle ilgili büyük ekonomik faaliyetlerin merkezi haline geldi. Köy 1720 yılı müdevver defteri ve 1831 yılı nüfus defterinde evladı fatihan olarak kaydı bulunmakta.


Prodrom

Köy, 20. yüzyılın başlarında Müslüman bir nüfusa sahipti. 1913 nüfus sayımında 375, 1920 nüfus sayımında 335 kişi vardı. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda


Kapiyani_Exaplatanos

Almopia'nın nüfusunun en büyük köyüdür. Eski adı Kapiniani idi. Mevcut stadyumun bulunduğu alanda bulunan altı büyük çınar ağacından 1925'te Hexaplatanos olarak yeniden adlandırıldı.

Küçük Asya . Pontialılar, Trakyalılar, Gialvalides, Konialides, Prousalides 1922'den itibaren yerleşmelerini tamamlamak üzere köye gelmeye başladılar. 1923 mübâdelesi ile müslümanlar Türkiye'ye gönderildi


KUZİŞAN _Filoteia

Filoteia (1922 yılına kadar Kouzousiani) Orta Makedonya bölgesinde 20. yüzyılın başlarında köy, karışık bir Müslüman ve Hıristiyan nüfusa sahipti. 1913 nüfus sayımında 1.132 nüfusu vardı ve 1920 nüfus sayımında 972 nüfusu vardı. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı.


Notia

Güney (1940 yılına kadar Notia ) 

20. yüzyılın başında bölgedeki en büyük köydü. 1912'de yaklaşık 3.250 Müslüman ve 150 Hristiyan Çingenin yaşadığı yerdi. Köy de tarım ve çömlekçilikle yapılırdı , 1923'teki mübadele ile Müslüman nüfus Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldı onların yerine Pontuslu 184 aile notia yerleşti. 1831 yılı nüfus defterinde köy evladı fatihan olarak kayıtlı


Novoselci

Watermills (1926 yılına kadar Novoselci)  köydür

20.yüzyılın başında köyün Müslüman bir nüfusu vardı. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı  Anadolu dan gelen 54 Hristiyan aile köye yerleşti


Kırlat_Milia

Milia _ Milea, (1926 yılına kadar Karlat  ya da Karladovo ) , 1920 nüfus sayımında müslüman 605 kişi vardı. 1923 yılında mübadele de Müslümanlar Türkiye taşınmak zorunda kaldı,  köye Anadolu dan gelen 169 Hristiyan mübadil yerleşti


Gustulüp_konstantia

Konstantia, Paikos'un eteklerinde 180 metre  rakımda 11 km mesafede, Yunanistan'ın Kuzey Makedonya ile sınırında yer almaktadır. Osmanlı döneminde Kostelup olarak adlandırıldı ve 1925'te Constantia olarak yeniden adlandırıldı . 1920 yılına kadar 2 cami (1930'dan sonra geçici olarak Hıristiyan kilisesine dönüştürülmüş)  nüfus mübadelesinde Pontus ve Anadolu'dan gelen Hristiyan mübadiller bölgeye yerleşti.

1923 mübadelesinde (1924) Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı.

Osmanlı 1720 müdevver defteri ve 1831 yılı nüfus defterin de köy, evladı fatihan olarak kayıtlı.


Trestenik_Thiriopetr

Sakinlerin esas mesleği tarım ve hayvancılıktır . Çevresindeki iklim kurudur ve yerleşim, Kuzeydeki dağ sıralarına ait olan Pinovo'nun eteklerinde kurulmuştur. Yerel üretim ağırlıklı olarak tahıllar, mısır, meyve ağaçları ve sebzelere odaklanmaktadır. Sığırlar, Pinovo'nun dağlık bölgesinde yetiştirilmektedir

Köyün eski adı Trestenik idi ve bölgedeki Müslümanlar , Yunanistan ve Türkiye nüfuslarının din temelinde mübadelesini gerektiren Lozan Antlaşması uyarınca mübadele edildi . Kapadokya'dan gelen Yunan mülteciler , Caesarea bölgesindeki (Tsuhour ve Rum Kavak gibi) yerleşim yerlerinden gelerek yerlerine yerleştiler

Thiriopetra isminin Makedon savaşçı


Suboskon, Subótsko, aridea

1922'ye kadar Subotsko _S'botsko  olarak biliniyordu , ilk olarak Ardea ve ardından Aridea olarak yeniden adlandırıldı.

1923'ten sonra Anadolu dan gelen hristiyan mübadiller iskân edildi. 1924 yılında müslümanlar da mübadelede Türkiye'ye iskân oldu

Aridea isminin iki olası etimolojisi vardır. Birincisi, "Aridea", birden çok nehir, akarsu, sulama kanalı vb. İle açıklanan "sulama" fiilinden gelen "Ardea" kasabasının eski adının bozulmasıdır. Bir diğeri açıklaması, "Aridea" adının Büyük İskender'in kardeşi Philip III Arrideus'tan gelmesidir


H Aloros (1922'ye kadar Roudinos) rudino

Köy 1435 yılında Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve Rudkik adı verilen maden nedeniyle Rudino adını almıştır.  Köy, 20. yüzyılın başlarında Müslüman bir nüfusa sahipti. 1924 mübadelesinde Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve Doğu Trakya ve Pontus'tan 136 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti ve yerleşim tamamen mülteci oldu.


Garefeio veya Garefi (1922 kadar Tsernesovo

Garefio, 20. yüzyılın başında Müslüman bir nüfusa sahipti. Ano Garefio, 20. yüzyılın başlarında . 1923'teki mübadele ile Kato Garefio'lu Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 24 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti. Köy, Bachovo veya Karatzovitiki tipi biber yetiştiriciliği ile tanınır ve tatlı füme biber ve bukovo üretir . Köyde Karatzoviki Biber festivali düzenleniyor.


Dorothea (1922 yılına kadar Gavrista)

, 20. yüzyılın başlarında Müslüman ve Hristiyan karışık bir nüfusa sahipti ve çoğunluğu Müslümanlardan oluşuyordu (. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 106 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti.


Lykostomo (1926 yılına kadar Stroupino

Köy Müslüman ve eski Hıristiyan nüfusa sahipti ve çoğunluğu Hristiyanlardı ( Eksarhiye mensup olan 370'e karşı 280 Hıristiyan ) 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 24 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti


Megaplatanos _Bizovo

Megaplatanos Köyü, çınar ağaçlarıyla çevrili. Köy, dağın eteklerine inşa edilmiştir. Megaplatanos, etrafı yeşil ve doğal sularla çevrili olduğu için doğal güzelliği ile öne çıkıyor. Yolu olan kayak merkezine Vora Dağı'nın (Kaimaktsalan) eteğinde yer almaktadır . Köyün sakinleri sadece tarımla uğraşıyorlar ve esas olarak kiraz , kestane ve kuşkonmaz üretimi yapıyorlar

Köy, tarihsel olarak Büyük İskender ile bağlantılıdır. Makedon asker bu küçük köyü, bölgenin ürettiği kestaneler ve kirazlar için olduğu kadar, savaşa başlamadan hemen önce fidan yapmak için odun kestiği söylenen zengin ve ürkütücü ormanı için de çok sevdi.


Monastiraki (1922 yılına kadar Monastirtzik)

Köy, 20. yüzyılın başlarında Müslüman bir nüfusa sahipti. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 62 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti


Biber (1926 yılına kadar Bitzio Mahala, Bijio Mahala

Köy, 20. yüzyılın başlarında Müslüman bir nüfusa sahipti 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve köye 136 Hristiyan mübadil aile yerleşti


Polikarp ( Polykarpi) Poliani

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 20. yüzyılın başlarında köyde karışık bir Müslüman ve eski Hıristiyan nüfusu vardı ve çoğunluğu Müslüman (1300'e karşı  100 Hıristiyan ) 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve Küçük Asya'dan 301 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti . 1925'e kadar Poliani olarak adlandırıldı


Chuck (1926 yılına kadar Chuck Mahala, Tsakon Mahala,

Köy, 20. yüzyılın başlarında  Müslüman nüfusa sahipti. 1913 nüfus sayımında 682 nüfusu vardı

1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 42 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti


Sosandra (1922'ye kadar Prempodista, Preboditsa

Köy, 20. yüzyılın başlarında karışık bir Müslüman ve Hristiyan nüfusa sahipti ve çoğunluğu Müslümanlardan oluşuyordu (Patrikhaneye mensup olan 1,100'e karşı 300 Hristiyan).

1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 148 Hristiyan mübadil yerleşti

Hüsnü yazıcı secere öyküsü

 SELANİK  SANCAĞI

KARACAABAD KAZASI                                EVLADI FATİHAN KAYITLI 

GUSTULÜP KÖYÜNDEN.                                  1924 YILINDA MÜBADELEDE GELEN       AİLENİN HİKAYESİ

Osmanlı dönemi Selanik sancağına bağlı Karacaabad kazası göstelup köyünde 1700 yılı Hasan bey oğlu Ahmet 1751 doğumlu döneminde devlet arşiv kayıtlarında  lakabı yazıcı olarak kayıtlı oğlu Hüseyin 1799 doğumlu  Hüseyin Efendinin oğlu [buraya kadar olan secere bilgisi 1831 yılı nüfus defterinden] İpekçi Yazıcı lakaplı (burdan itibaren secere TC Nüfus Müdürlüğü) Mehmet Efendi Fustan köyünden Ümran Hanım ile evlenir.Bu evlilikten Hüsnü,Basri ve  isimli üç çocukları olur.

Mehmet Efendi'nin erkek kardeşi Molla lakaplı Hasan Efendi ortalığı kasıp kavuran eşkiyalar tarafından öldürülür.Öldürülen Mehmet ile kız kardeşi Havva'nın mezarları Gustulüp köyünde bulunmaktadır.

Mübadele herşeyi değiştirir.Mehmet Efendi'nin eşide 1924 yılında mübadele ile İstanbul'a gelir ve Bahçeköy'e iskan edilerek yaşamını burada sürdürür ve 1937 yılında vefat ederek Bahçeköy mezarlığına defnedilir.

Eşkiyalar tarafından öldürülen Hasan Efendi'nin oğlu Cemal ise İzmir Reisdere köyü Alaçatı'ya iskan edilir.

Yazıcı Mehmet Efendi mübadele olana kadar köyünün en tanınmış adamlarından biri olarak kendisini kabul ettirir.Komşu köylerde de saygınlığı olan sözü sohbeti dinlenen biridir ve köye gelen mülki erkanı karşılama,ağırlama,misafir etme görevlerini severek yerine getirir.Köyün konuksever aile reisi Yazıcı Mehmet Efendi köyünde etrafı taş duvarlarla çevrili,yemiş ağaçlarıyla dolu bahçe içindeki iki katlı evde ikamet eder.Konuklarını da burada ağırlar.Yazıcı Mehmet Efendi'nin çocukları bu evde doğar,mübadeleye kadar burada yaşarlar.Geçimlerini dutçuluktan ve tarlalarında ektikleri değişik ürünleri satarak sağlar.Tarlada çalıştıkları bir günde acı bir sonla karşılaşırlar.Nişanlı olan oğlu  kaza ile bacağını orakla keser,üç gün sonrada vefat eder.Diğer oğlu Basri Efendi'nin iki çocuğu vardır 1930'lu yıllarda genç yaşta vefat eder.Bir diğer oğlu olan Hüsnü 1893 yılında Karacaabad Gustulüp köyünde doğar,büyür evlenir.Ana-babasından ayrılmaz,birlikte yaşarlar,aynı işi yapar,aynı işte çalışırlar.

Hüsnü Efendi'nin bir kızı vardır.Askerlik görevi için Trablusgarp'a gideceğinden eşinden kızından ayrılacaktır.O günün koşullarına göre hayli de dünyalığı vardır.Birini teslim etmesi gerekir dünyalığını.Çok varlıklı olan kayınpederini en sağlam olarak görür ve kayınpederine ''Ben askere gidiyorum.Bir teneke altınım var.Ölürsem senin ama askerden döndüğümde sorun yok.Ama bir olay olduğunu anladığında altınları şu ağacın altına göm,dönersem oradan alırım.''der.İstediği gibi olur ve askerden sağ salim döner ama beklediği gibi olmaz.Çünkü kayınpederi,karısı ve kızı o dönem çok yaygın olan kolera hastalığından ölür.Bu durumda yapacağı tek şey ağacın altını kazmak ve altınları aramaktır.Öyle yapar ve ne kadar kazıp dursada ağacın altında hiçbir şey bulamaz.Demek ki kayınpederi söylediklerini dikkate almamış ve kendi bildiğinde hareket etmiştir.Hüsnü Efendi bu olayı unutmaz ve önemli bir anı olarak anlatırdı.

Hüsnü Efendi,aynı köyden 1903 doğumlu Hasine Asiye Hanım'la evlenir.Hüsnü Efendi de 1924 yılında mübadele ile Türkiye'ye gelir ve Bahçeköy'e iskan edilir.Geldikleri yerde bıraktıkları malları kadar alamadılar ( tasfiye talepnamesinde bıraktığı malların değeri 1300 altın değerinde) kendilerine verilenden de şikayetci olmaz.Mübadele gereği Bahçeköy'den ayrılan Rumlardan kalan bir ev ve sekiz dönüm tarla verilir kendisine.Ama meydana gelen yangınla yanar kül olur evi bir başka eve geçer.Bugün Bahçeköy'de meydan olarak görünen yer Yazıcı Hüsnü Efendi'nin evinin bulunduğu yerdir.

Hasine Asiye Hanım evin yanmasına çok üzülür.Çünkü ev hem çeşmeye yakın hem de köyün tam merkezindeydi.Ama çok geçmez birkaç yıl sonra yanan evin karşısında bir arsayı 1940 yıllarında satın alır ve alt katları dükkan olmak üzere iki katlı iki ev yaparlar.Birinde kendisi,diğerinde çocukları oturur.Daha ileri yıllarda beş erkek birleşerek 1972 yılında iki apartman inşa ederek yaşamlarını burada sürdürürler.

1934 yılında Soyadı Kanunu çıkınca Hüsnü Efendi lakapları olan ''YAZICI''yı soyadı olarak alır.

Hüsnü Efendi 1940-1970 yılları arasında Bahçeköy'e gelen misafirleri ağırlar,misafir eder,evi yeterli olmazsa kahvehanesini yatacak yer olarak tahsis ederdi.

Hüsnü Efendi'nin yaptığı işler arasında çiftcilik ve hayvancılık da vardı.Çiftçi olarak yetiştirdiği ürünleri Büyükdere-Tarabya-Yeniköy gibi yerleşim bölgelerine götürüp satardı.Hayvancılığını da devam ettirdiği için hayli tanıdığı,eşi-dostu ve arayanı vardı.

Hüsnü Efendi'nin kısa süreli bir de Edirne olayı oldu.Bu serhat şehrinde fazla kalamaz ve tekrar Bahçeköy'e döner.

Hüsnü Efendi beş erkek bir kız olmak üzere altı çocuk sahibi olur.Eşini 1968 yılında kaybeder,kendisi de 1972 yılında rahmetine kavuşur.Anlattığına göre memleketindeki yaşamı varlıklı olduğu ve güzel geçtiğidir.

Beşi erkek biri kız altı çocuğu günün koşullarına göre varlıklı olarak iyi bir yaşam sürdüler.Çocukları;ormancılık,bakkalık,kasaplık,yemcilik,kahvecilik,hayvancılık ve bahçecilik işleri ile uğraştılar.Kız çocuğu Necibe Bahçeköy'de evlilik yaptı.Erkek çocuklarından,Süleyman Yazıcı 1950'li yıllarda Orman işletmesinde ihalelere girerek ağaç alıp,satışını yapardı.Mehmet Yazıcı odunculuk ve nakliye;Ali Yazıcı kahvecilik,berberlik ve kasaplık;Hasan Yazıcı odunculuk ve bakkalcılık;Mustafa Yazıcı ise üniversite okuyordu.

Mübadele ile gelen ailenin çocukları ve torunları hayatlarından memnundur.Yaşanmış hikayeyi 1972 yılına kadar yazdım.Genelde anlatılan öyküler acı ve ızdırap dolu!Büyüklerimden ne duyduysam onu yazdım.Devamlı Allah'a şükreden ve huzurlu olduklarını belirttiklerinden bende yaşım gereği tanık olduklarımı yazdım.

Torun Hüsnü Yazıcı olarak yaşanmış önemli bir olayı yazdığım için mutluyum


Hüsnü Yazıcı

1964 Sarıyer Bahçeköy doğumlu,İlkokulu Bahçeköy’de, orta ve liseyi Sarıyer’de okudu.Ticaret hayatına Bahçeköy’de zahireci ve odun mütahiti olarak başladı, Askerlik dönüşü, 1987 yılında Sarıyer’de marketçilik yapmaya başladı,o zamanki şartlarda değişik promosyonlarla İstanbul’da ses getirdi.Askerliğini İzmir Poligonda 84/2 Talim Öğretmeni ve Yazıcı olarak yaptı. Bahçeköy Spor Kulüp Başkanlığı döneminde, kulüp binası ve lokali kazandırdı.Sarıyer Spor Kulübünde birinci lige çıkan takımda şampiyonluk gören yöneticilerden ve kulüpte haysiyet divan kurulu üyesidir.İki dönem Belediye Meclis Üyeliği ,DYP  Belde Başkanlığı, İsmar Marketçiler Kurucu Üyeliği,Sarıyer Lozan Mübadiller Derneği Kurucu Üyeliği, ve çeşitli sosyal derneklerde üyeliği vardır. Babası hayrına, Bahçeköy Cami Şadırvanını 1994 yılında yapmıştır.Dünden Bugüne Sarıyer’in Bahçeköy’ü, Karacaova ve Göstelup Köyu, ve Karacaova/Karacaabad 1831 yılı nüfus defteri,Selanik Karacaova bölgesi mübadelede köylerinden gelen aileler adlı yazdığı dört kitabı bulunmaktadır.                YAZICI Umumi bir tabirdir. Katip manasına gelir, Osmanlı döneminde daha ziyade tımar topraklarının ve gelirlerinin yazılması işiyle meşgul olanlara verilen isimdir,  her döneminde yer yer kullanılmış Türkçe kelimelerden biridir eğer aile büyüklerinden memurluk yapan kişiler için hane ismi ve lakap olarakta kullanılmıştır, nişancının ve defterdarın maiyetinde yazıcılar bulunur


KARACAOVA MÜBADİLLERİ 1 NCİ, 2 NCİ, 3 NCÜ KUŞAKLAR






















 

Avrupa da kurulan Türk boyları

 AVRUPA'DA KURULAN TÜRK BOYLARI 


Mübadele bölgesi Karacova'ya  1100 yıllarında yerleşen ilk Hristiyan Türkler, Peçenekler, Kıpçaklar, Uzlar (oğuz) ve 1600 yılları itibari ile Müslüman Türkler ( evladı fatihan, konyar, yörük) 


Hunların Çin baskıları sonrası Avrupa’ya göçleri ve sonrasında dağılmaları sonucu Avrupa bölgesinde birçok Türk devleti kurulmuştur


AVARLAR 


Bayan Han tarafından kurulmuştur. Hem Orta Asya’da hem de Avrupa’da devlet kurmuşlardır. Hunlar ile ortak özelliği de budur. Her ikisi de hem Orta Asya’da hem de Avrupa’da devlet kurmuştur.

Tarihte Juan-Juan Türkleri olarak da geçerler. Göktürkler (Köktürkler) ise Apar olarak nitelendirmişlerdir.

Üzengiyi Avrupa’ya taşıyan Avarlar, İstanbul’u kuşatan ilk Türk Devleti’dir. 619 ve 626 yılları arasında üst üste iki kere Sasaniler ile birlikte kuşatmışlardı

Frank saldırıları sonucunda yıkılmışlardır.


UZLAR


Hristiyanlığı kabul eden Oğuzlardır. Bizans İmparatorluğu’na ücretli askerlik yapmışlardır. 1071 Malazgirt Savaşı sırasında taraf değiştirmişlerdir. Şu anda Romanya ve Moldovya’da yaşayan Gagavuz Türkleri olarak yaşamlarına devam etmektedirler. Avrupa’da devlet kuramamışlardır.

 NOT 1200 yıllarında Karacaova bölgesine yerleşenler bulunmakta kaynak Bizans kralın kızı Anna Comenna, Zonaras, Akdes Nimet Kurat 


PEÇENEKLER 


Boy halinde yaşadıkları için devlet kurmamışlardır. Bizans İmparatorluğu’na ücretli askerlik yapmışlardır. Malazgirt Savaşı sırasında taraf değiştirdiler. Türk tarafına geçtiler. 

NOT 1100 yıllarında karacaova bölgesine bir kısmı yerleşti. Kaynak İlk kadın tarihçisi Anna Comenna, Zonaras, Akdes Nimet Kurat 


MACARLAR


Günümüz Macaristan’ında yaşarlar. Türkoloji Enstitüsü’nü ilk kuranlardır. 2008 yılından itibaren Türk Kurultayı’nı düzenlerler.


BULGARLAR


İkiye ayrılırlar.

Tuna Bulgarları:

Boris Han zamanında Hristiyanlığı kabul etmişlerdir. İlk defa “Han” unvanı yerine “Çar” unvanını kullanmaya başlamışlardır. İlk kez Çar unvanını kullanan da Simone’dur


İtil Bulgarları:

 İlteber Almışhan zamanında 922 yılında İslamiyet’i kabul ettiler. İbni Fadlan “Rihle(Yolculuk)” adlı eserinde İtil Bulgarlarından bahseder. 

 Not 1100 yılları Karacaova bölgesine bir kısmı yerleşir. Kaynak ilk kadın tarihçisi Anna Comenna, Zonaras, Akdes Nimet Kurat 


HAZARLAR


Museviliği kabul eden tek Türk Devleti’dir. Kürk Yolu’nu kullanarak zenginleşmişlerdir. İlk defa Türk Tarihi’nde ücretli askerler almışlardır. Yaşadıkları döneme “Hazar Barış Çağı (Pax Hazaria)” denildi. 

Günümüzde Polonya’da Karay-Karaçay-Karaim Türkleri olarak varlıklarını sürdürürler. Hazarlar, Hazar Denizi’ne adlarını vermiştir.


SİBİRLER


Kelime manası “yoldan sapan” demektir. Sibiryaya adlarını vermişlerdir.


KIPÇAKLAR


Kelime manası “sarı saçlı-sarımtırak-öfkeli” anlamı taşır.

Karadeniz’in kuzeyinde çok uzun süre yaşadılar. Bu yüzden o bölgeye Kıpçak Yurdu (Dest-i Kıpçak) denilmiştir.

Altınorda Devleti’nin himayesine girdiler. Eyyübiler ve Memlük ordularında görev yaptılar.

St. Pauli Kütüphanesi’nde Türkçe-Farsça-Latince bir sözlük olan Codex Comanius’u bizlere bıraktılar. Oğuzlarla yaptıkları mücadeleler Dede Korkut Hikâyeleri’ne, Ruslarla yaptıkları mücadeleler ise İgor Destanı’na konu olmuştur.


1200 yılları Karacaova bölgesine bir kısmı yerleşir, Kaynak ilk kadın tarihçisi Anna Comenna, Zonaras, Akdes Nimet Kurat


Hüsnü Yazıcı


KARACAOVA_KARACAABAD MÜBADİL BÖLGESİ 

Selanik sancağına bağlı Karacaabad/ Karacaova bölgesine Halkların İskanı 

Karacaova adı Osmanlı öncesi adları Alpomia, Moglena, Olivir, Osmanlı dönemindede Olivir adı kullanıldıktan sonra Karacaova adını alıyor iki bölgeden oluşan Karacaova Vodina ve Karacaova Yenice vardar birleştirilerek kaza oluyor Karacaabad adını alıyor. 

OSMANLI ÖNCESİ

Slav, Makedon, Bulgar, Ulah, Bizans, Rum, 

Peçenek Türkler aileleri ile, Uz, Kuman, ve Oğuz boyları 

OSMANLI DÖNEMİ

1600 yılları itibari ile 

EVLADI FATİHAN_KONYAR_YÖRÜK 

ve aynı köylerde diğer karma Müslüman aileler, Tatar Arnavut Boşnak Arap Mısırlı Zenci Kıpti

Kaynaklar

Anna Comenna 1100 yılarında yaşayan dünyanın ilk kadın tarihçisi bizans kralın kızı yazdığı alexida kitabı 5 nci bölüm. 

Zonaras 1200 yılları Bizans Vakanüvis ve din adamı. 

- M. Tayyip Gökbilgin, Rumeli'de Yürükler Tatarlar evladı fatihan kitabını yazarı Osmanlı tarihçisi kitabında bu konu hakkında araştırma yapan seyyah bilim adamları ve tarihçilerin adları yazmakta.

Hüsnü Yazıcı, Bağımsız araştırmacı Karacaova bölgesi 1831 yılı nüfus defterleri kitabın yazarı 

Levent Kayapınar Prof. Dr, 1720 yılı müdevver defterlerinden Selanik sancağında evladı fatihan köyleri, Mübadil Kentler kitabı

Bizans, Osmanlı arşivleri,  mübadele tasfiye talepnameleri, seyyah, bilim adamları ve tarihçiler in yazılı kaynak belgeleri, kütüphanelerde bulunan bilgiler bunlar yeni  yazılı kaynaklar bulundukça bilgilere eklenir

EVLAD_I FATİHAN KÖYÜ NEDİR

Bir Köy Evlad_ı Fatihan ise onun vergi muafiyetleri vardır aynı köyde hanekeş olarak kayıtlı insanlarda olabilir onlar normal  vergi verirler Evlad_ı Fatihanın vergi muhayefeti vardır diğerleri  ise  hanekeş diye isimlendirilir.

Tanzimat fermanı'na uygun olarak 1845 Evlad_ı Fatihan kaldırıldı. Böylece Evlad_ı Fatihan hanekeş hükmüne konularak nerede iskan ediliyorsa oranın ahalisi kabul edildi ve her türlü imtiyaz muafiyet ve görevlerine son verildi

EVLADI FATİHAN NEDİR

Evlâd-ı fâtihân tabiri genel olarak Rumeli’yi fetheden Gazi ve beylerin torunları Anadolu'dan göç ettirilip bu bölgeye iskân edilen Türkler'i ifade eder. Osmanlı döneminde özel bir teşkilât altına alınmıştır, .Osmanlı Devleti’nin savaşçı bir yapıya sahip, devlete sadık askerlerinden ve savaşlarda büyük yararlıkları belgelerde görülmektedir, soyca asker sayılır, yörük teşkilatı gibi evladı fatihan içinde defter kayıtları tutulmuştur Osmanlı arşivlerinde mevcuttur 

KONYAR NEDİR

Osmanlı Devleti-nin Rumeli-deki Yörüklerle ilgili örgütlenmesi içinde kendileri için ayrı isimle bir sayı (tahrir) defteri bulunmayan( Konyarlar, yerleştikleri bölgelerde, başlangıçta özellikle Kocacık- ve -Selanik Yörükleri- içinde, sonradan da -Vodina- ve -Sarıgöller (Kayalar) Bölgesi- Yörükleri içinde -Evlad-ı Fatihan- olarak kaydedilmişlerdir.kaynak Levent Konyar) 

Notlar ( Tayyib Gökbilgin Osmanlı tarihçisi, Tarihî menbalanmızda konyar adına ve, ne selçukî devrinde ne de Osmanlı imparatorluğunun ilk kuruluş zamanlarında yâni XIV. asır¬ da Konya’dan mevzuubahis havaliye, nefy veya tehcir suretiyle, kesif Türk kolonilerinin yerleştirildiği, bunlara konyar tesmiye edildiği hak¬ kında bir tafsilâta tesadüf edilmemektedir.  Türk Dil Kurum sözlük, Konyar , Rumeli'deki fatih çocuklarına (evlad-ı fatihan), yerli Hıristiyanlarca verilen ad.)

Hüsnü Yazıcı

Karacaova lı erkeklerin giydiği kıyafetler


 

Karacaova hakkında


 

Karacaova Bölgesin de açıklanması bazı zor süreçler var. Bölgedeki karışık ve diğer bölgelerdeki gelişmelerden farklı. Genel olarak Makedonya (Yunanistan Selanik bölgesi de Makedonya'da) bugün durum doz konusudur. Karacaova bölgesin de Osmanlı öncesi bir Türk nüfusunun var olduğu biliniyor . Daha sonra Osmanlı döneminde Müslüman olmuş olanlar muhakkak ki vardır. ( Türk, Arnavut, Boşnak, Bulgar, Makedon, Kıpti, Ulah)  Anadolu'dan gelip yerleşenler de olmuş. Ayrıca yakın bölgeler arası  iç göc de yaşanmış olabilir. 

Evlad-i Fatihan kelime anlamı fetihler torunları, ama bu aslında bir askeri teskilattir. Yörük teşkilatının yerine kurulmuştur. Ve devlete karşı olmayan o teşkilat içerisinde yer almış. Yardımcı/paramliter bir teşklattır. Fatihlerin torunları Yani yarı askeri teşkilat.

Fakat Evlad-i Fatihan olmak için Müslüman olmak yeterli görülmüştür.




Evladı fatihan köyü gostolob

 Evladı fatihan, 1691 yılında atalarının Rumeli’nin fethinde oynadıkları rolden dolayı evlâd-ı fâtihân adı altında Rumeli’nin sağ, sol ve orta kolunda teşkilâtlandırıldı. Tanzimat fermanına uygun olarak 1845 yılında evladı fatihan kaldırıldı. Nerede iskan ediliyorsa hanekeş hükmüne konarak imtiyaz ve muafiyet görevlerine son verildi. 

Tımar, devlete sağlanan  hizmet karşılığında Tımarlı Sipahi Askerlere ücret olarak toprak tahsis edilmesidir.  

Sipahi asker, Osmanlı Devleti'nde  hem bir asker hem de vergi toplayıcısı olmasının yanında daha birçok memurun görevini icra eden konumuyla taşrada yönetimin temsilcisi, köylü ise; üreten, vergi ödeyen ve devlet tarafından idare edilen yani yönetilen kesimdir.


Selanik'ten Sarıyer'e mübadele yolunda yitirdiklerimiz anısına






 

Mübadele Bölgeleri hakkında bilgi

 SELANİK KARACAOVA MÜBADİL TORUNLARI GRUBUMUZ ÜYELERİNE MÜBADELE   BÖLGELERİ HAKKINDA BİLGİ.                                    (paylaşım, Bağımsız Araştırmacı  Hüsnü Yazıcı)                                                                                                     Kaynak" Lozan Mübadilleri Vakfı tarafından yayımlanan ' Mübadele Müzesi: Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi" kitabıdır. 

 Mübadele Bölgeleri

- Serfice Sancağı (GREBENE)


Serfice Sancağı’na bağlı bir kaza merkeziydi. 1913 yılında Yunanistan idaresine geçti. Nasliç mübadilleri gibi Grebene mübadillerinin de ana dilleri Rumca’dır. Grebeneliler de “patriyot” olarak biliniyor. Grebene mübadilleri Aydın-Mursallı, Isparta, Burdur, Eskişehir, Ayvalık, Denizli-Honaz, Bursa-Başköy ve Niğde-Yeşilburç’a iskan edilmişlerdir. Grebene mübadilleri müzik, folklor ve yemek kültürlerini devam ettirmektedirler. “Kuvve-i Seyyare” kitabının yazarı Binbaşı Bekir Fikri Bey Grebenelidir. Bu gün ayakta olan eserler; şehrin merkezindeki saat kulesi ile Grebene yakınlarında, Trikoma’da bulunan Aziz Ağa Köprüsü (Restore edildi), Grebene Meçeova yolu üzerindeki Köse Mustafa Paşa Köprüsüdür. Günümüzde Grebene (Grevena) Batı Makedonya Bölgesine bağlı bir il statüsündedir


- Serfice Sancağı (NASLİÇ)(NEAPOLİ)


Serfice Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Nasliç ya da Naseliça bir bölge adıdır. Bölgenin en önemli kasabası olan Labşişt ya da Labşişta’ya da Nasliç denmektedir. Yörede, günümüze kadar ayakta kalamamış olan Vudurina ve Odra Tekkeleri’nin varlığı Bektaşiliğin yaygın olduğunu göstermektedir. Günümüzde Osmanlı döneminden bir saat kulesi ve restore edilerek devlet dairesi olarak kullanılan bir cami ayakta kalmıştır. Nasliç mübadillerinin ana dilleri Rumcadır. Nasliç mübadillerinin birbirlerine “hemşerim” anlamında “patriyot” diye hitap etmelerinden yörede kendilerine “patriyot” denilmiştir. Nasliç’ten gelen mübadiller Çatalca, B.Çekmece ve Silivri çevresine iskân edilmiştir. Günümüzde Nasliç (Neapoli) Batı Makedonya Bölgesi, Kozani iline bağlı bir kasabadır.


-Serfice Sancağı

Manastır Vilayetine bağlı bir sancak merkeziydi. Yıldırım Beyazıd döneminde Osmanlı yönetimine katılmıştır. Kozana, Alasonya, Cuma, Nasliç ve Grebene kazaları Serfice Sancağına bağlıydı.


Serfice Kazası

Arazisi dağlık ve ormanlık olmasına rağmen verimli alanları da çoktu. Serfice eriği adıyla bilinen erik türü her yerde çok itibar görmekteydi. Bağlarından yetişen üzümden kaliteli şarap yapılırdı. Kaza nüfusunun üçte biri Müslüman olmakla birlikte, nüfusu iki yüz bin kadardı. Kazada aba ve kilim üretilir, meralarında koyun ve sığır yetiştirilir, ormanlarından kazanın ihtiyacını karşılayacak kadar kereste elde edilirdi. Kazada; Türkçe, Rumca, Arnavutça ve Ulahça konuşulurdu. Serfice kasabasında Osmanlı döneminden günümüze kale surlarının bir kısmı ile bir kulesi ve idadi binası kalmıştır. Serfice (Servia) kasabası günümüzde Batı Makedonya Bölgesi, Kozani iline bağlı bir belediye statüsündedir.


-Drama Sancağı (SARIŞABAN)


Drama Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Kasaba, Çal Dağı’nın eteklerinden başlayarak Ege Denizine kadar uzanan sulak ve verimli bir ovada kurulmuştur. Sarışaban’a bağlı köylerin bir kısmı Çal Dağı’nın yamaçlarında bulunur. Karasu Nehri Kazayı kuzeyden güneye geçer ve sahile doğru bir kaç kol oluşturur. Sarışaban’ın verimli arazisinde pamuk ve tütün yetiştirilmesiyle birlikte her türlü tahıl ürünleri de yetiştirilmeye müsaittir. Çal Dağı’nın eteklerinde kurulan köylerde halk hayvancılık ve arıcılıkla geçimini sağlıyordu. Yazılı kaynaklarda Mübadele öncesinde Sarışaban’ın meralarında 15560 baş sığır, 690 baş at ve eşek, 100.000 kadar koyun ile 40.000 keçinin beslendiği belirtilmektedir. 1900 yılının başlarında kaza sakinlerinin 20.000 kişi olduğu, bunun bir kaç yüzü dışında tamamının Müslüman olduğu bilinmektedir. Kazada 80 kadar mektep ve bu mekteplere devam eden iki bini aşkın öğrenci vardı. Sarışabanlı mübadiller tütün ekim bölgeleri olan, Samsun ve Ege Bölgesi’ne iskan edilmiştir. Günümüzde Sarışaban, Doğu Makedonya ve Trakya Bölgesi Kavala iline bağlı bir belediye statüsündedir.


Drama Sancağı (KAVALA)


Kavala, Drama Sancağının Ege Denizi sahilindeki bir kazasıydı. Küçük bir kasabayken 19. yüzyılın ortalarında Drama Sancağında yetişen ve işlenen tütünlerin Kavala Limanı’ndan ihraç edilmesi kasabayı geliştirmiştir. O yıllarda yerleşim, tarihi kalenin çevresinde yoğunlaşmıştı. Kavala’da Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan su kemeri sapasağlam ayaktadır. Kavala, eski Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın memleketidir. Onun tarafından bir mühendishane, bir medrese-i hayriye, bir kütüphane ve imaret inşa ettirilmiştir. Taşoz Adasının geliri bu imarethaneye ve medreseye tahsis edilmiştir.


2007 yılında restore edilen imarethane ve medrese turistik bir otele dönüştürülmüştür. Osmanlı döneminden kalma iki camiden biri olan İbrahim Paşa Camii yapılan tadilatlarla kiliseye çevrilmiştir. 1900’lü yılların başında Kasaba içerisinde 5357 nüfus, 1627 hane, 374 dükkan, 221 mağaza, 29 kahve, 29 fırın, 3 otel, 6 cani, 3 dergah, 3 kilise, 1 havra ve 2 mektebin varlığı bilinmektedir. Kaza dahilinde 25 kadar köy ve çiftlik vardı. Nüfusu 15733 kişiydi. Kavalalı mübadiller, Samsun ili, Trakya ve Ege Bölgesinde tütün yetiştirilen bölgelere iskan edilmişlerdir.Günümüzde Kavala, Doğu Makedonya ve Trakya


Drama Sancağı

Drama, Selanik Vilayetinin 3. Sancağıydı. Egnatia yolu üzerindedir. Osmanlı yönetimi döneminde Drama Sancağı; Drama merkez kazası, Kavala, Pravişte, Sarışaban ve Ropçoz kazalarından oluşmaktaydı.

Drama Merkez Kazası

Kentin eski adı Drabescok olup Osmanlı kaynaklarında geçen Drama adı bu isme dayanır. Kentin ne zaman kurulduğu bilinmemekle birlikte tarihinin Makedonya Krallığı dönemine kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Bu görüşü doğrulayacak şekilde kentin güneyinde tarihi Filippi Krallığı’nın kalıntıları mevcuttur. Kent, Bozdağ’ın eteklerinde kurulmuştur. 19.yy ortalarından itibaren Drama bir tütün kenti olmuştur. Kırsal alanda en önemli geçim kaynaklarından biri tütün üretimiydi. Drama Sancağında üretilen tütünler kent merkezindeki atölyelerde işleniyor ve Kavala Limanı’ndan ihraç ediliyordu. Halkın diğer önemli bir geçim kaynağı ise pamuk üretimi ve çadır bezi dokumacılığıydı. Osmanlı ülkesinin her yanına çadır bezleri buradan gitmekteydi. Kentin içindeki Karpuzkaldıran (Aya Varvara) kaynak suyunun çevresinde halen ayakta olan eski tütün işleme atölyeleri ve zenginlerin konakları yer almaktadır. Drama Sancağında nüfusun büyük çoğunluğu Türklerden oluşuyordu. Şemseddin Sami Kamus’l Alam’da “Ahalisinin kısm-ı azamı Müslim ve kusuru Rum ve Bulgar vesairedir” diyor. 20. yy. başlarında Drama’yı ziyaret eden seyyah Abbott izlenimleri de aynı doğrultudadır. Abbott, reji idaresinde çalışan birkaç yabancı ve 130 kadar Yunan ailenin dışında geri kalan nüfusun tamamının Müslümanlardan oluştuğunu bildirmektedir.1859 yılında Drama Sancağında etnik yapıya göre nüfusun dağılımı şöyledir. Müslüman: 210.000, Rum-Bulgar Hiristiyan: 30.000, Çingene: 15.000, Yahudi, Ermeni, Arnavut: 1000. 1878 yılında Drama Sancağında nüfusun Müslüman ve Hıristiyan olarak dağılımı ise şöyledir: Müslüman: 270.998, Hıristiyan: 43.549 Evliya Çelebi, Drama’da Bey Camii (Drama Kalesi içinde), Atik Camii (Beyazıd Camii),Molla Camii, Ak Mehmet Ağa Camii, Büyük ve Küçük Tekke Camileri ve 7 tane mahalle mescidinin varlığından söz eder.Bu camilerin içinden sadece Beyazıd Camii, Ayios Nikolaos Kilisesi olarak varlığını sürdürmektedir. Drama’da mübadeleden önce Kâinat adlı bir gazete çıkıyordu.Mübadele’de Drama kent merkezine yakın olan yerleşim yerlerinde yaşayan mübadiller tren yolunu kullanarak Türkiye’ye gelmişlerdir. Drama mübadillerinin tütüncü olanları Ege Bölgesi ve Samsun’a, çiftçiler ve hayvancılıkla geçinenler ise daha çok Trakya ve Marmara Bölgesi’ne iskân edilmişlerdir. Günümüzde Drama, Doğu Makedonya ve Trakya Bölgesi’ne bağlı bir il merkezidir.


-SİROZ (SEREZ) Sancağı (ZİHNE)


Zihne, Serez Sancağının bir kazasıydı. Kaza merkezi Zilhova kasabasıydı. 1375 yılında Gazi Evrenos tarafından fethedilmiştir. Zilhova’da 2411 nüfus ve 535 hane, 80 han, 90 dükkân, 3 cami, 1 medrese, 1 tekke, 1 kilise, 3 mektep, birer hükümet konağı, telgrafhane ve kışla vardı. Kazanın nüfusunu çoğunluğu Müslümanlar olmak üzere Bulgarlar, Rumlar ve Kıptiler oluşturuyordu. Kaza nüfusu 37.000’den fazlaydı. Zihne’nin kâsesi ve bardağının çok meşhur olduğunu şu beyitten anlıyoruz: “Her şehrin bir beğenileni var Zihne’nin bardak Serez’in güzeli çoktur evleri çardak” Kaza genelinde 25 cami, 8 mescit, 1 medrese, 1 dergâh, 3 kilise, 1 rüşdiye, 18’i İslam ve 22 Rum mektebi ile 447 dükkân, 20 han, 3 hamam, 22 mağaza, 102 değirmen, 15 fırın ve bir fabrika vardı. Köy ve çiftlik sayısı ise 23 adetti. Günümüzde Zilhova kasabası yıkıntı halindedir. Ahalisi eski kasabanın 10 km güneyinde Nea Zihna kasabasını kurmuştur. Günümüzde Zihne (Nea Zichni) Orta Makedonya Bölgesinin ve Serez iline bağlı bir belediye statüsündedir.


(Demirhisar)


Demirhisar, Serez Sancağına bağlı kaza merkeziydi. Adı yakınından bulunan bir demir madeninden gelmektedir ki Yunanca adı olan Sidirokastro da aynı anlamdadır. Kasaba 10 mahalleden oluşuyor ve 3366 nüfusu barındırıyordu. 1900 yılına gelindiğinde kasaba içinde 721 hane, 294 dükkan, 6 cami, 1 dergah, 4 medrese, 5 mektep, bir kilise ve birer adliye ve mülkiye daireleri ile telgrafhane bulunuyordu. Kazanın 80 köyü vardı.Ahalisi, ziraatçilik, bağcılık ve ipekçilik ile geçinirdi.Kazanın İspatova ve Kruşova köylerinde Hıristiyanlara mahsus panayırlar kurulurdu. Kazada cilt hastalıklarına iyi gelen ve geliri “maarif sandığına” aktarılan iki ılıca mevcuttu. Bu ılıcalar günümüzde de hizmet vermektedirler. Demirhisar mübadillerinin çoğunluğu Adana ve Mersin illerine iskan edilmişlerdir. Günümüzde Demirhisar (Sidirokastro) Orta Makedonya Bölgesinin ve Serez iline bağlı bir belediye statüsündedir.


SİROZ (SEREZ) Sancağı


Siroz Sancağı, Serez merkez kazası ile Menlik, Zihne, Razlık, Petriç, Demirhisar, Cuma-i Bala ve Nevrekop kazalarını kapsamaktaydı. Günümüzde Menlik, Razlık, Petriç, Cuma-i Bala ve Nevrekop kazalarına bağlı yerleşim yerlerinin büyük çoğunluğu Bulgaristan sınırları içindedir. Nevrekop kazasının Yunanistan sınırları içinde kalan yerleşim yerlerinin ahalisi ise mübadelede Türkiye’ye gelmiştir. Serez, Selanik Vilayetini oluşturan üç sancaktan birisi ve aynı adlı sancağın merkeziydi. Bu kente, Avrupalılar Sere ya da Sentis, Osmanlı döneminde Siroz derlerdi. 1383 yılında Gazi Evrenos Bey ve Çandarlı İbrahim Paşa tarafından Osmanlı egemenliğine giren kent savaşmadan teslim olmuştur. Bu nedenle kentin eski sakinlerinin oturduğu kale içine Müslüman yerleştirilmemiş, kiliseler camiye çevrilmemiştir. Müslümanlar kale surları dışındaki mahallelerde yaşıyorlardı. Serez camilerinin tümü Fetihten sonra inşa edilmiştir. 1900 yılı itibariyle kentin nüfusu, 11027 erkek 10585 kadın olmak üzere toplam 21602 kişiydi. Kentteki 55 mahallenin 25’inde Türkler yaşıyordu. Sancak nüfusunun %39’u Müslüman, %37’si Bulgar, %21’i Rum’du. Kent merkezinde 4389 hane, 43 han, 1115 dükkan, 21 kilise, 29 cami, 15 dergah, 2 havra, 11 medrese, 23 mektep, 1 kütüphane, 100 havlu dokuma tezgahı, 1 buharlı pamuk fabrikası vardı. Her yıl şubat ayında açılan panayırı ve yayları ile ünlüydü. Serez tarihinde öne çıkan isim Şeyh Bedrettin’di. Bedreddin’in türbesi Orta Mezarlık adlı Türk mezarlığındadır. Mezarlık Tekkesi denilen Bedreddini Tarikatının Tekkesi bu Türbenin yanındaydı. Bedreddin’in na’şı mübadele sırasında Serez Mübadele Komisyonu tarafından İstanbul’a getirilmiş ve 2. Mahmut Türbesi haziresine defnedilmiştir. Serez, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önemli merkezlerinden birisidir. Mübadele öncesi ve sonrasında rol oynayan önemli bir isim de Serezli Mehmet Esat Bey dir.

serez1Mehmet Esat Bey, tiyatro sanatçısı Metin Serezli’nin babasıdır. Bugün Serez’de kötü durumda olmakla beraber Osmanlı dönemine ait Mehmet Bey Cami, Mustafa Bey Cami, Zincirli Cami (Selçuk Sultan Camii), Vilayet Binası gibi mimari örnekleri görmek mümkündür. Ayrıca 1485 yılında Çandarlı İbrahim Paşa tarafından yaptırılan Bedesten arkeoloji müzesi olarak kullanılmaktadır.

Arazisinde kaliteli tütün ve pamuk yetiştirilirdi. Selanik’ten sonra bölgenin en önemli ticaret ve kültür merkeziydi. 1757 yılına kadar gümüş ve altın para basan bir darphane mevcuttu. Serez’de ilk gazete 1910 yılında yayın hayatına başlamış, aynı yıl bir sinema salonu açılmıştır. Balkan Savaşı sırasında, 1912-1913 yılları arasında kent Bulgar işgali altında kalmıştır. Serez Sancağının kırsal bölgelerinde yaşayan Müslüman halk katliamlardan kurtulmak için kent merkezine sığınmıştır. Ne var ki bu katliamlar kent merkezinde de devam etmiştir. 1913 yılında Bulgarlar kenti terk ederken yakar. Evlerin ve işyerlerinin büyük çoğunluğu yanar. Müslümanların büyük çoğunluğu Serez’i 1913 yılında terk etmek zorunda kalmıştır. Son kalan Türkler de 1923 mübadelesinde Serez’i terk etmiştir. Serez Sancağından gelenlerin ağırlıklı olarak iskân edildiği bölgeler; Edirne, Tekirdağ, Mersin ve Adana’dır. Günümüzde Serez (Serres) Orta Makedonya Bölgesi’ne bağlı Serres ilinin merkezidir.


Manastır Vilayeti (FLORİNA)


Manastır Vilayet ve Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. 1387 yılında Osmanlı İdaresine girmiştir. 1912 Balkan Savaşı sırasında önce Sırpların sonra da Yunanlıların eline geçmiştir. Osmanlı yönetimi döneminde Kasabada 1274 hane ve 9154 nüfus vardı. Florina kazasına, Rudnik, Nevaska ve Veştran nahiyeleriyle 76 köy bağlıydı. 1906 – 1908 yılları arasında Florina’da kaymakamlık yapan Tahsin Uzer geniş çaplı bir imar faaliyetine girişmişti. Bu dönemde Uzer tarafından, askeri hastane, hükümet konağı, Jandarma tabur dairesi, cezaevi, posta ve telgrafhane ile biri kızlar için olmak üzere sanat okulları inşa ettirmiştir. Osmanlı döneminden günümüze, Gazi Evrenos Bey’in oğlu Yakup Bey’in yaptırdığı caminin minare kaidesi, bir hamam, hükümet konağı ve Florina Çayı boyunca sıralanmış Gazi (Gazi Yakup) Mahallesinde bazı eski evler kalmıştır. Bazıları restore edilmiş, bazıları da restore edilmeyi beklemektedir. Osmanlı yönetimi döneminde ahalisi Müslüman ve Hıristiyan olarak 30.000 kişiydi. Tren hattının inşasından sonra kasabada büyük gelişmeler olmuştur. Viran Dağlar, Makedonya 1900 ve Tütün Zamanı isimli kitapların yazarı Necati Cumalı Florina doğumludur. Florinalı mübadiller çoğunlukla Ege Bölgesi’ne iskân edilmişlerdir. Florina kenti, günümüzde Yunanistan’ın Batı Makedonya Bölgesine ( Periphery) bağlı bir il (Nomos) statüsündedir.


Manastır Vilayeti


Osmanlı yönetimi döneminde, Manastır Vilayetinin kuzeyinde Kosova, doğusunda Selanik, batısında İşkodra ve Yanya, güneyinde Tırhala Vilayeti bulunuyordu. Yüzölçümü 28.500 km2 , nüfusu 848.900’dü. Balkan Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu’nun Manastır Vilayetine bağlı yerleşim yerlerinin bazıları Yunanistan, bazıları Sırbistan sınırları içinde kalmıştır. Vilayet merkezi olan Manastır kenti Sırbistan’ın sınırları içinde, vilayete bağlı Florina, Serfice, Kozana, Alasonya, Cuma, Nasliç, Grebene, Kesriye kentleri Yunanistan sınırları içinde kalmıştır. Manastır kenti, günümüzde Makedonya Cumhuriyeti/FYROM sınırları içinde yer almaktadır.


Selanik Vilayeti (LANGAZA)


Langaza, Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. 1897 tarihinde kaza statüsü kazanmıştır. O tarihte kasabada 409 hane 1716 nüfusa sahipti. Bir cami, bir mescit ve bir medrese ile dört ilk mektep ve bir kilise vardı. Ticari sahada 164 dükkân, 14 han ve bir un fabrikası faaliyetteydi. Kaplıcaları ile ünlüdür. Sınırları içinde Beşik ve Ayvasil gölleri vardır. Kazanın köy ve çiftliklerde yaşayan toplam nüfusu 55 bin civarındaydı. Tarım ve hayvancılık başlıca geçim kaynaklarıydı. Kaza dahilindeki 100 bin dönüm bağlardan senelik 7-8 yüz bin kilo şarap üretilip, Selanik ve civardaki kazalara satılırdı. Mustafa Kemal’in dayısının kâhya olduğu ve Atatürk’ün yaz tatillerinde gittiği çiftlik Langaza’da idi. Bazı kaynaklar Atatürk’ün Anası Zübeyde Hanım’ın Langaza’nın Sarıyar köyünden olduğunu belirtir. Kazada 99 adet köy ve çiftlik vardı. Langaza mübadillerinin büyük çoğunluğu Tekirdağ, Malkara, Bursa, İzmir ve Çatalca’ya iskan edilmişlerdir. Günümüzde Langaza (Langada), Orta Makedonya Bölgesi’nin ve Selanik iline bağlı bir belediye statüsündedir.


Selanik Vilayeti (Kılkış / Avret Hisar)


Avret ya da Avrat Hisar kazasının kaza merkezi Kılkış kasabasıydı. Karadağ Nahiyesiyle 141 köyden oluşmakta ve 38 bin nüfusu barındırmaktaydı. Bu kaza tamamen Kureşe Dağları ile çevrilmiştir.

Kaza dağlık olmakla beraber oldukça verimlidir. Kaliteli buğday, arpa, çavdar, burçak, darı, mısır, susam, pamuk, afyon, haşhaş, pirinç, anason, nohut, fasulye, üzüm, sebze ve meyve yetişirdi. Nefaseti, lezzeti ve kabuğunun inceliğiyle meşhur olan cernal üzümünün tamamı ihraç edilirdi. Keçe, kilim, alaca gömlek ve yelken bezleri, havlu ve çorap imalatı sayesinde halkı önemli bir gelir elde ederdi. Osmanlı döneminden günümüze pek bir tarihi yapı kalmamıştır. Sadece bakımsız bir hamam ile şimdi sergi salonu olarak kullanılan hükümet konağı, Ayios Konstantinos – Ayia Eleni kilisesi olarak hizmet veren Beyazıt Baba Türbesi ayaktadır. Kılkış mübadilleri İstanbul-Tuzla, Trakya ile Çatalca-Silivri civarına iskân edilmiştir.

Günümüzde Kılkış (Kilkis), Orta Makedonya Bölgesi’ne bağlı Kilkis ilinin merkezidir.


Selanik Vilayeti (VODİNA)


Vodina, Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Selanik-Manastır demiryolu kazanın yakınından geçer. 1800’lü yılların sonuna doğru kent merkezinde 7449 nüfus, 1185 hane, 644 dükkân, 12 cami, 2 medrese,7 tekke, 3 kilise, 8 mektep, 1 kışla, 14 han, 7 değirmen vardı. Kazaya 65 adet köy ve çiftlik bağlıydı.

Kazanın toplam nüfusu 30-35 bin kadardı. Bu nüfusun büyük çoğunluğu Karacaabat/Karacaova bölgesi diye adlandırılan düz ovada kurulmuş olan köylerde yaşardı. Karacaova / Karacaabat bölgesinin merkezi Subotsko/Sbıtska yeni adı ile Aridea’dır. Kaymakçalan dağlarının çevrelediği Karacaova toprağı çok verimlidir. Sebze ve meyve yetiştiriciliği, ipekçilik en yaygın olarak yapılan mesleklerdir. Ana dilleri Makedonca olan Karacaova mübadilleri; Edirne, Gelibolu, Şarköy, Mürefte, Erdek, Bursa – Cerrah, Kütahya, Çeşme-Ildırı, İzmit ve İstanbul’un Kemerburgaz, Bahçeköy ve Gümüşdere köylerine iskân edilmişlerdir. Bahçecilik, ipekçilik, önde gelen mesleklerdir.


Selanik Vilayeti (Yenice-i Vardar)


Yenice-i Vardar Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Kasaba, Selanik’e 40 km. uzaklıktaki düz bir ovada Gazi Evrenos Bey tarafından kurulmuştur. Kasabanın düz bir ovada ve bir göl kenarında kurulmasının en önemli nedeni at yetiştiriciliğine uygun bir yer olmasıdır. Yenice-i Vardar kasabasına bağlı 89 köy ve çiftlik vardı. 1800’ün sonlarında 1616 hane, 8280 nufusu barındırıyordu. Buğday, pirinç, pamuk, keten, susam ve tütün üretimi yanında bağcılık da çok gelişmişti. Ayrıca bez ve kilim dokumacığı da yapılmaktaydı.


Kasabada, 520 dükkan, 12 fırın, 25 han, 3 hamam, 10 cami, 1 rüştiye, 2 medrese, 5 tekke, 2 imaret, 1 saat kulesi, 1 gaz deposu, üç katlı bir kışla-i hümayun ve Gazi Evrenos Bey ile ahfadının türbeleri vardı.Mübadeleden sonra Gazi Evrenos Bey türbesi bir süre çırçır fabrikası olarak kullanılmış, 2006 yılında Yenice-i Vardar Belediyesi tarafından restorasyonuna başlanmış ve restorasyonu 2009 yılında tamamlanmıştır. Saat kulesi de belediye tarafından restore edilmiştir. Günümüze kadar ulaşan iki cami ve iki hamam ise harabe durumdadır. Günümüzde Yenice-i Vardar (Gianitsa), Orta Makedonya Bölgesi’nin Pella iline bağlı bir belediye statüsündedir.


Selanik Vilayeti (KARAFERYA)


Karaferye, Osmanlı yönetimi döneminde Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Karaferye, Selanik’in batısında yer alır. 1372 yılında Gazi Evrenos Bey ve Hayreddin Paşa tarafından fethedilmiştir.1900’lü yılların başlarında, 8489 nüfuslu, 2102 haneli, 369 dükkân, 19 cami ve mescit, 6 kadar kilise, 1 rüştiye Mektebi, 6’sı İslam ve 5’i Hıristiyanlara mahsus 11 adet ilk mektep ile 2 kışla, 1 hastane ve 1 hükümet konağı bulunmaktaydı.Çok verimli topraklara sahip olan Karaferye kazasında her türlü meyve ve sebze üretimi yapılıyordu. Özellikle bağcılık çok gelişmişti. Senelik şarap üretimi 1,5 milyon, rakı üretimi 150 bin ton civarındaydı. Bölgede ipek böceği üretimi ve ipekçilik çok gelişmişti. Ağustos nahiyesinin şarabı çok ünlüdür. Karaferye kazası Ağustos nahiyesiyle 71 kadar köy ve çiftlikten oluşuyordu. Kasabada ve Ağustos nahiyesinde iplik fabrikaları Selanik Vilayeti ve civarının iplik ihtiyacını temin etmekteydi. Ulah aileleri tarafından dokunan çorap ve şayak gibi ürünler kasaba dışındaki pazarlarda aranır durumdaydı. Kasabada her yıl “Ayandon” adlı bir panayır düzenlenirdi.


Günümüzde; restore edilen Medrese Camii (Eminzade Hacı Ahmed Ağa Camii), Medrese, Hükümet Konağı ile restore edilmeyi bekleyen Atik Camii, Bayır Camii, Çifte Hamam, Çelebi Sinan Bey Camii, Çirmen Camii gibi eserler fonksiyonsuz da olsa ayaktadır. Ayrıca Barbuta Bahçeleri ve Osmanlı Döneminden kalma Türk ve Yahudi Mahallelerinde bazı yapılar hala ayaktadır. İlk Hititologumuz, Prof.Dr Sedat Alp ve Bestakar Hafız Hüseyin Tolan Karaferye’lidir. Günümüzde Karaferye (Veria), Orta Makedonya Bölgesine Orta Makedonya Bölgesine bağlı Imathia ilinin merkezidir.


Selanik Vilayeti


1912 Balkan Savaşı öncesi Osmanlıyönetimi döneminde Selanik Vilayeti, kuzeyinde Kosova Vilayeti ve Bulgaristan, doğusunda Şarki Rumeli ve Edirne vilayetleri, güneyinde Ege Denizi ve batısında Manastır Vilayeti ile sınırlıydı. Türkülere konu olan Vardar Nehri ile Mübadele sınırını çizen Karasu Nehrinden başka İnce Karasu (Vistriça), Struma ve Galik nehirleri Selanik Vilayeti sınırları içinde denize kavuşur. Yüzölçümü 35.393 km.2, 1912 Balkan Savaşı öncesi nüfusu 1.142.940 kişiydi. Selanik, Siroz (Serez), Drama ve Taşoz sancaklarının bağlı olduğu Selanik Vilayeti’nin merkezi Selanik şehriydi,   paylaşım Hüsnü Yazıcı.                                                               KARACAOVA KÖYLERİN TANITIMI                          Osmanlı arşivindeki bilgilere göre hazırlanmış Türk (evlad-ı fatihan) ARNAVUT BOŞNAK ARAP ZENCİ KIPTİ MISIRLI TATAR ULAH YÖRÜK etnik köken değil müslüman köyler olarak bilgiyi yazdık. Hüsnü Yazıcı 


Slatena_Chrisi

 Balkan Savaşları'ndan sonra Yunanistan'da kaldı. 1923 Nüfus Mübadelesi sırasında Müslüman nüfus Türkiye'ye göç etti ve yerini Anadolu ve Pontus'tan Rumlar aldı. 1926'da köy "Chrisi" olarak yeniden adlandırıldı.

Toprak çok verimlidir ve kısmen sulanır. Nüfus tahıl, tütün, meyve ve diğer tarım ürünlerini üretir. Hayvancılık da kısmen gelişmiştir

Yerleşim, 1015 yılında Kral II. Basil'in güçleri tarafından yıkılan bir ortaçağ kalesinin kalıntılarıdır. Kale, 1980 yılında arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. Köyün güneyinde antik bir kentle ilişkili eski bir yerleşim kalıntıları bulunmaktadır.

Köy, Edessa-Aridea-Fustani kavşağında, Aridea'nın güneydoğusunda yer almaktadır. Köy, Exaplatanos'un 5 km güneyinde, Almopia vadisinde yer almaktadır


Fustan, Fuştan

1924  Mübadele sonrasında buraya ağırlıklı olarak Küçük Asya  ve Traklar yerleşmiş. Yakın zamana kadar, bağcılık köyün ana geçim kaynağıydı. Yaklaşık 40 yıl önce Fustani, hasat mevsiminde üzümlerle ilgili büyük ekonomik faaliyetlerin merkezi haline geldi. Köy 1720 yılı müdevver defteri ve 1831 yılı nüfus defterinde evladı fatihan olarak kaydı bulunmakta.


Prodrom

Köy, 20. yüzyılın başlarında Müslüman bir nüfusa sahipti. 1913 nüfus sayımında 375, 1920 nüfus sayımında 335 kişi vardı. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda


Kapiyani_Exaplatanos

Almopia'nın nüfusunun en büyük köyüdür. Eski adı Kapiniani idi. Mevcut stadyumun bulunduğu alanda bulunan altı büyük çınar ağacından 1925'te Hexaplatanos olarak yeniden adlandırıldı.

Küçük Asya . Pontialılar, Trakyalılar, Gialvalides, Konialides, Prousalides 1922'den itibaren yerleşmelerini tamamlamak üzere köye gelmeye başladılar. 1923 mübâdelesi ile müslümanlar Türkiye'ye gönderildi


KUZİŞAN _Filoteia

Filoteia (1922 yılına kadar Kouzousiani) Orta Makedonya bölgesinde 20. yüzyılın başlarında köy, karışık bir Müslüman ve Hıristiyan nüfusa sahipti. 1913 nüfus sayımında 1.132 nüfusu vardı ve 1920 nüfus sayımında 972 nüfusu vardı. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı.


Notia

Güney (1940 yılına kadar Notia ) 

20. yüzyılın başında bölgedeki en büyük köydü. 1912'de yaklaşık 3.250 Müslüman ve 150 Hristiyan Ç yaşadığı yerdi. Köy de tarım ve çömlekçilikle yapılırdı , 1923'teki mübadele ile Müslüman nüfus Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldı onların yerine Pontuslu 184 aile notia yerleşti. 1831 yılı nüfus defterinde köy evladı fatihan olarak kayıtlı


Novoselci

Watermills (1926 yılına kadar Novoselci)  köydür

20.yüzyılın başında köyün Müslüman bir nüfusu vardı. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı  Anadolu dan gelen 54 Hristiyan aile köye yerleşti


Kırlat_Milia

Milia _ Milea, (1926 yılına kadar Karlat  ya da Karladovo ) , 1920 nüfus sayımında müslüman 605 kişi vardı. 1923 yılında mübadele de Müslümanlar Türkiye taşınmak zorunda kaldı,  köye Anadolu dan gelen 169 Hristiyan mübadil yerleşti


Gustulüp_konstantia

Konstantia, Paikos'un eteklerinde 180 metre  rakımda 11 km mesafede, Yunanistan'ın Kuzey Makedonya ile sınırında yer almaktadır. Osmanlı döneminde Kostelup olarak adlandırıldı ve 1925'te Constantia olarak yeniden adlandırıldı . 1920 yılına kadar 2 cami (1930'dan sonra geçici olarak Hıristiyan kilisesine dönüştürülmüş)  nüfus mübadelesinde Pontus ve Anadolu'dan gelen Hristiyan mübadiller bölgeye yerleşti.

1923 mübadelesinde (1924) Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı.

Osmanlı 1720 müdevver defteri ve 1831 yılı nüfus defterin de köy, evladı fatihan olarak kayıtlı.


Trestenik_Thiriopetr

Sakinlerin esas mesleği tarım ve hayvancılıktır . Çevresindeki iklim kurudur ve yerleşim, Kuzeydeki dağ sıralarına ait olan Pinovo'nun eteklerinde kurulmuştur. Yerel üretim ağırlıklı olarak tahıllar, mısır, meyve ağaçları ve sebzelere odaklanmaktadır. Sığırlar, Pinovo'nun dağlık bölgesinde yetiştirilmektedir

Köyün eski adı Trestenik idi ve bölgedeki Müslümanlar , Yunanistan ve Türkiye nüfuslarının din temelinde mübadelesini gerektiren Lozan Antlaşması uyarınca mübadele edildi . Kapadokya'dan gelen Yunan mülteciler , Caesarea bölgesindeki (Tsuhour ve Rum Kavak gibi) yerleşim yerlerinden gelerek yerlerine yerleştiler

Thiriopetra isminin Makedon savaşçı


Suboskon, Subótsko, aridea

1922'ye kadar Subotsko _S'botsko  olarak biliniyordu , ilk olarak Ardea ve ardından Aridea olarak yeniden adlandırıldı.

1923'ten sonra Anadolu dan gelen hristiyan mübadiller iskân edildi. 1924 yılında müslümanlar da mübadelede Türkiye'ye iskân oldu

Aridea isminin iki olası etimolojisi vardır. Birincisi, "Aridea", birden çok nehir, akarsu, sulama kanalı vb. İle açıklanan "sulama" fiilinden gelen "Ardea" kasabasının eski adının bozulmasıdır. Bir diğeri açıklaması, "Aridea" adının Büyük İskender'in kardeşi Philip III Arrideus'tan gelmesidir


H Aloros (1922'ye kadar Roudinos) rudino

Köy 1435 yılında Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve Rudkik adı verilen maden nedeniyle Rudino adını almıştır.  Köy, 20. yüzyılın başlarında Müslüman bir nüfusa sahipti. 1924 mübadelesinde Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve Doğu Trakya ve Pontus'tan 136 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti ve yerleşim tamamen mülteci oldu.


Garefeio veya Garefi (1922 kadar Tsernesovo

Garefio, 20. yüzyılın başında Müslüman bir nüfusa sahipti. Ano Garefio, 20. yüzyılın başlarında . 1923'teki mübadele ile Kato Garefio'lu Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 24 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti. Köy, Bachovo veya Karatzovitiki tipi biber yetiştiriciliği ile tanınır ve tatlı füme biber ve bukovo üretir . Köyde Karatzoviki Biber festivali düzenleniyor.


Dorothea (1922 yılına kadar Gavrista)

, 20. yüzyılın başlarında Müslüman ve Hristiyan karışık bir nüfusa sahipti ve çoğunluğu Müslümanlardan oluşuyordu (. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 106 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti.


Lykostomo (1926 yılına kadar Stroupino

Köy Müslüman ve eski Hıristiyan nüfusa sahipti ve çoğunluğu Hristiyanlardı ( Eksarhiye mensup olan 370'e karşı 280 Hıristiyan ) 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 24 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti


Megaplatanos _Bizovo

Megaplatanos Köyü, çınar ağaçlarıyla çevrili. Köy, dağın eteklerine inşa edilmiştir. Megaplatanos, etrafı yeşil ve doğal sularla çevrili olduğu için doğal güzelliği ile öne çıkıyor. Yolu olan kayak merkezine Vora Dağı'nın (Kaimaktsalan) eteğinde yer almaktadır . Köyün sakinleri sadece tarımla uğraşıyorlar ve esas olarak kiraz , kestane ve kuşkonmaz üretimi yapıyorlar

Köy, tarihsel olarak Büyük İskender ile bağlantılıdır. Makedon asker bu küçük köyü, bölgenin ürettiği kestaneler ve kirazlar için olduğu kadar, savaşa başlamadan hemen önce fidan yapmak için odun kestiği söylenen zengin ve ürkütücü ormanı için de çok sevdi.


Monastiraki (1922 yılına kadar Monastirtzik)

Köy, 20. yüzyılın başlarında Müslüman bir nüfusa sahipti. 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 62 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti


Biber (1926 yılına kadar Bitzio Mahala, Bijio Mahala

Köy, 20. yüzyılın başlarında Müslüman bir nüfusa sahipti 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve köye 136 Hristiyan mübadil aile yerleşti


Polikarp ( Polykarpi) Poliani

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 20. yüzyılın başlarında köyde karışık bir Müslüman ve eski Hıristiyan nüfusu vardı ve çoğunluğu Müslüman (1300'e karşı  100 Hıristiyan ) 1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve Küçük Asya'dan 301 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti . 1925'e kadar Poliani olarak adlandırıldı


Chuck (1926 yılına kadar Chuck Mahala, Tsakon Mahala,

Köy, 20. yüzyılın başlarında  Müslüman nüfusa sahipti. 1913 nüfus sayımında 682 nüfusu vardı

1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 42 Hristiyan mübadil aile köye yerleşti


Sosandra (1922'ye kadar Prempodista, Preboditsa

Köy, 20. yüzyılın başlarında karışık bir Müslüman ve Hristiyan nüfusa sahipti ve çoğunluğu Müslümanlardan oluşuyordu (Patrikhaneye mensup olan 1,100'e karşı 300 Hristiyan).

1923'teki nüfus mübadelesi ile Müslümanlar Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldı ve 148 Hristiyan mübadil yerleşti

İllere göre iskan edilmiş Mübadiller


 

Karacaova bölgesi hakkında

 KARACAOVA_KARACAABAD EVLADI FATİHAN KAYITLI VE HANEKEŞ MÜBADİL BÖLGESİ 

Selanik sancağına bağlı Karacaabad/ Karacaova bölgesine Halkların İskanı 

Karacaova adı Osmanlı öncesi adları Alpomia, Moglena, Olivir, Osmanlı dönemindede Olivir adı kullanıldıktan sonra Karacaova adını alıyor iki bölgeden oluşan Karacaova Vodina ve Karacaova Yenice vardar birleştirilerek kaza oluyor Karacaabad adını alıyor.


OSMANLI ÖNCESİ BÖLGEDEKİ  HRİSTİYAN HALKLAR

Hristiyan, Slav, Makedon, Bulgar, Ulah, Bizans, Rum,  ve Hristiyan, Peçenek Türkler, Uz, Kuman, ve Oğuz boyları aileleri ile Hristiyan Türkler Bulgar kilisesine gitmekte ve Hristiyan adlarını taşımakta. Not, ülke menfaati veya amacı neyse kaynaksız olarak  bazı seyyahlar ve Bulgar milliyetçisi bilim adamları Bizans ve Osmanlı arşivlerinden veya geçmiş dönemlerden yazılı belge göstermeden iddia diyerek bu Hristiyan halkın tamamını Bulgar göstermekte, kaynak olarak birbirlerinin yazdığı yazıyı göstermekteler. 


OSMANLI DÖNEMİ MÜSLÜMAN HALKLAR 

1600 yılları itibari ile 

İlk yerleşen  eski Hristiyan köylerin boşalması veya nüfusu azalan yerleri şenlendirmek için tımar sistemi ile  toprak tahsis edilerek yerleşen EvladıFatihan,  sonra Konyar,  en son yakın dönem Yörük ve aynı köylerde diğer karma Müslüman hanekeş aileler, Tatar, Arnavut, Boşnak, Arap, Mısırlı, Zenci, Kıpti. Not, bilgiler Osmanlı arşivinde kayıtlı ve kayıt mumaraları ile yazılmıştır. Köylerde oturan halklar isimleri ile yazılıdır


Kaynaklar

Anna Comenna 1100 yılarında yaşayan dünyanın ilk kadın tarihçisi bizans kralın kızı yazdığı alexida kitabı 5 nci bölüm. 

Zonaras 1200 yılları Bizans Vakanüvis ve din adamı.


- M. Tayyip Gökbilgin, Rumeli'de Yürükler Tatarlar evladı fatihan kitabını yazarı Osmanlı tarihçisi kitabında bu konu hakkında araştırma yapan seyyah bilim adamları ve tarihçilerin adları yazmakta.


Hüsnü Yazıcı, Bağımsız araştırmacı Karacaova bölgesi 1831 yılı nüfus defterleri kitabın yazarı


Levent Kayapınar Prof. Dr, 1720 yılı müdevver defterlerinden Selanik sancağında evladı fatihan köyleri, Mübadil Kentler kitabı


Bizans, Osmanlı arşivleri,  mübadele tasfiye talepnameleri, seyyah, bilim adamları ve tarihçiler in yazılı kaynak belgeleri, kütüphanelerde bulunan bilgiler bunlar yeni  yazılı kaynaklar bulundukça bilgilere eklenir


EVLAD_I FATİHAN KÖYÜ NEDİR

Bir Köy Evlad_ı Fatihan ise onun vergi muafiyetleri vardır aynı köyde hanekeş olarak kayıtlı insanlarda olabilir onlar normal  vergi verirler Evlad_ı Fatihanın vergi muhayefeti vardır diğerleri  ise  hanekeş diye isimlendirilir.

Tanzimat fermanı'na uygun olarak 1845 Evlad_ı Fatihan kaldırıldı. Böylece Evlad_ı Fatihan hanekeş hükmüne konularak nerede iskan ediliyorsa oranın ahalisi kabul edildi ve her türlü imtiyaz muafiyet ve görevlerine son verildi


EVLADI FATİHAN NEDİR

Evlâd-ı fâtihân tabiri genel olarak Rumeli’yi fetheden Gazi ve beylerin torunları Anadolu'dan göç ettirilip bu bölgeye iskân edilen Türkler'i ifade eder. Osmanlı döneminde özel bir teşkilât altına alınmıştır, .Osmanlı Devleti’nin savaşçı bir yapıya sahip, devlete sadık askerlerinden ve savaşlarda büyük yararlıkları belgelerde görülmektedir, soyca asker sayılır, yörük teşkilatı gibi evladı fatihan içinde defter kayıtları tutulmuştur Osmanlı arşivlerinde mevcuttur


KONYAR NEDİR

Osmanlı Devleti-nin Rumeli-deki Yörüklerle ilgili örgütlenmesi içinde kendileri için ayrı isimle bir sayı (tahrir) defteri bulunmayan( Konyarlar, yerleştikleri bölgelerde, başlangıçta özellikle Kocacık- ve -Selanik Yörükleri- içinde, sonradan da -Vodina- ve -Sarıgöller (Kayalar) Bölgesi- Yörükleri içinde -Evlad-ı Fatihan- olarak kaydedilmişlerdir. ( kaynak Levent Konyar)


Notlar ( Tayyib Gökbilgin Osmanlı tarihçisi, Tarihî menbalanmızda konyar adına ve, ne selçukî devrinde ne de Osmanlı imparatorluğunun ilk kuruluş zamanlarında yâni XIV. asır¬ da Konya’dan mevzuubahis havaliye, nefy veya tehcir suretiyle, kesif Türk kolonilerinin yerleştirildiği, bunlara konyar tesmiye edildiği hak¬ kında bir tafsilâta tesadüf edilmemektedir.


Türk Dil Kurum sözlük, Konyar , Rumeli'deki fatih çocuklarına (evlad-ı fatihan), yerli Hıristiyanlarca verilen ad.)


Hüsnü Yazıcı

1964 Sarıyer Bahçeköy doğumlu,İlkokulu Bahçeköy’de, orta ve liseyi Sarıyer’de okudu.Ticaret hayatına Bahçeköy’de zahireci ve odun mütahiti olarak başladı, Askerlik dönüşü, 1987 yılında Sarıyer’de marketçilik yapmaya başladı,o zamanki şartlarda değişik promosyonlarla İstanbul’da ses getirdi.Askerliğini İzmir Poligonda 84/2 Talim Öğretmeni ve Yazıcı olarak yaptı. Bahçeköy Spor Kulüp Başkanlığı döneminde, kulüp binası ve lokali kazandırdı.Sarıyer Spor Kulübünde birinci lige çıkan takımda şampiyonluk gören yöneticilerden ve kulüpte haysiyet divan kurulu üyesidir.İki dönem Belediye Meclis Üyeliği ,DYP  Belde Başkanlığı, İsmar Marketçiler Kurucu Üyeliği,Sarıyer Lozan Mübadiller Derneği Kurucu Üyeliği, ve çeşitli sosyal derneklerde üyeliği vardır. Babası hayrına, Bahçeköy Cami Şadırvanını 1994 yılında yapmıştır.Dünden Bugüne Sarıyer’in Bahçeköy’ü, Karacaova ve Göstelup Köyu, ve Karacaova/Karacaabad 1831 yılı nüfus defteri,Selanik Karacaova bölgesi mübadelede köylerinden gelen aileler adlı yazdığı dört kitabı bulunmaktadır.

Karacaova bölgesi dönemler içinde haritalar

 Selanik sancağına bağlı Evladı Fatihan  ve hanekeş kayıtlı Karacaova bölgesi 1530  yılı 1910 yılı  ve  2020 li yılların haritaları, haritalarda köy sayıları ve köylerin adının değiştiğini görmekteyiz. Örnek, 1530 yılı haritası ile 1910 yılı haritasını karşılaştırın.