7 Eylül 2024 Cumartesi

Karacaova'nın Efsunlu Toprakları

 Karacaova'nın Efsunlu Toprakları

Bizans'ın izleri, Türklerin yurdunda,

Karacaova'da bir destan mündemiç.

Hristiyan Türkler, Peçenek, Kuman, Uz,

Makedonya'nın kalbinde birden.

Osmanlı'nın sancağı altında birleşmiş,

Evladı Fatihan, Konyar, Yörük kardeşmiş.

Karacaabad'ın adı, tarih sayfalarında,

Kadim bir medeniyetin izleri var.

Alpomia, Moglena, Olivir adıyla,

Farklı dillere, kültürlere kucak açmış.

Karacaova'nın toprakları, bereketli,

Bin bir hikaye, bin bir sır saklamış.


Karacaova ile ilgili şiir, karacaova tarihinden esinlendik

Hüsnü Yazıcı



 Hüsnü Yazıcı


1964 Sarıyer Bahçeköy doğumlu,İlkokulu Bahçeköy’de, orta ve liseyi Sarıyer’de okudu.Ticaret hayatına Bahçeköy’de zahireci ve odun mütahiti olarak başladı, Askerlik dönüşü, 1987 yılında Sarıyer’de marketçilik yapmaya başladı,o zamanki şartlarda değişik promosyonlarla İstanbul’da ses getirdi.Askerliğini İzmir Poligonda 84/2 Talim Öğretmeni ve Yazıcı olarak yaptı. Bahçeköy Spor Kulüp Başkanlığı döneminde, kulüp binası ve lokali kazandırdı.Sarıyer Spor Kulübünde birinci lige çıkan takımda şampiyonluk gören yöneticilerden ve kulüpte haysiyet divan kurulu üyesidir.İki dönem Belediye Meclis Üyeliği ,DYP  Belde Başkanlığı, İsmar Marketçiler Kurucu Üyeliği,Sarıyer Lozan Mübadiller Derneği Kurucu Üyeliği, ve çeşitli sosyal derneklerde üyeliği vardır. Babası hayrına, Bahçeköy Cami Şadırvanını 1994 yılında yapmıştır.Dünden Bugüne Sarıyer’in Bahçeköy’ü, Karacaova ve Göstelup Köyu, ve Karacaova/Karacaabad 1831 yılı nüfus defteri,Selanik Karacaova bölgesi mübadelede köylerinden gelen aileler adlı yazdığı dört kitabı bulunmaktadır.

SİYASİ YAŞANTIM

Siyasete ilgim yedi sekiz yaşlarında başladı dönemin başbakanı meclis başkanı bakanlar adlarını bilirdim konuları takip ederdim askerden sonra Dalan'ın kurduğu partide ilçe kurucu üyesi ve yönetim kurulu üyeliği ilçe ve il delegeliği seçilerek bulundum, 1992 yılında köyümüz belde oldu DYP partisininin belde teşkilatının kurucu üyesi  belde başkanı ve iki dönem belediye meclis üyeliği ilçe ve il delegeliği görevlerinde bulundum 28 yaşındaydım  ara seçim olduğu için İstanbul'da biz Şile Ağva bir kaç yer daha vardı seçim zamanı bütün partilerin genel başkanları ve bakanlar geldi şanslı bir dönemdi köyün eksiklerin tamamına yakını oldu benim için ilginç olan gelen bakanları karşılamak için topluluk arabasının yanına kadar gider hoşgeldin için ben de tersine bakanın oturacağı masaya gider orda beklerdim iki dakika sonra bakan gelir masada ben varım hoşgeldin derim gelen bakan yanıma otururur ve konuşmasını yapar  bunu da belirtmeden yazıyı sonlamayım belde kurucu üyelerimiz köyün  büyükleri efendi saygılı itibarlı insanlardı. 2000 yılından beri siyasetle uğraşmıyorum seçmenim

SPOR KULUBÜ YÖNETİCİLİĞİ VE KULÜP BAŞKANLIĞİM

Spor yöneticiliğine 23 yaşında Bahçeköy  amatör spor kulubünde  yönetici seçilerek başladım ileriki yıllarda Bahçeköy kulüp başkanı oldum ve kulübe yönetimim ile sıfırdan  iki bina kazandırdım yönetim şeklinde yenilikler getirdim mesela maaşlı eleman sistemi gibi
Profosyonel kulüp yöneticiliğim Sarıyer spor kulubünde üç yıl yöneticilik oldu ve haysiyet divan kurulu üyesiyim Sarıyer 1inci lig den 2 nci lige düştüğünde yönetime bizler geldik ikinci yılında tekrar 1 inci lige çıkardık bugünkü süper lig


İŞ HAYATIM

İş hayatıma Bahçeköy de  70 li yıllarda orta okula giderken Kütahya çinileri satarak başladım daha sonra dükkanı bakkal yemci olarak değiştirdik o dönemlerde Bahçeköy alış veriş merkezi gibi idi hafta sonları çok kalabalık olurdu Belgrat ormanı piknik yerleri Bahçeköye hareket getiriyordu köyün havası kameriça çeşmesi ve kasapları meşhurdu aynı zamanda yeşilçam filimlerin platosu gibi idi askerlik dönüşü
 Sarıyer merkezde 1987 yılında Yazıcı marketi açtık dönemin en popiler marketi İstanbulun değişik semtlerinden müşteriler gelir ve bir çok yeniliklerin öncüsü olmuştuk çekilişsiz altın kampanyası ücretsiz gazete ekmek vesaire kampanyalarımız vardı 1999 yılında dükkanı ortağımıza devrettik 2000 yılında biz yeni dükkanımızı Sarıyer merkezde açtık ve işyerimiz devam etmekte İsmar Marketçiler kurucu üyesi ve yönetim kurulunda görev aldım Trakya birlik biryağ ın bayiliğini yaptım firmalardan aldığım plaketleri gurur ile vitrinimde tutuyorum




6 Eylül 2024 Cuma

Sarıyer: Ailelerin Tercih Ettiği Bir İlçe

 

Sarıyer: Ailelerin Tercih Ettiği Bir İlçe



Sarıyer: Ailelerin Tercih Ettiği Bir İlçe

Sarıyer, İstanbul'un Avrupa yakasında yer alan ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bir ilçedir. Boğaz manzarası, yemyeşil parkları ve tarihi dokusu ile hem sakin hem de hareketli bir yaşam sunar. Özellikle aileler için sunduğu birçok avantajla dikkat çeker.

Neden Sarıyer Aileler İçin Ideal?

 * Doğa ile iç içe yaşam: Sarıyer'de yaşayan aileler, Belgrad Ormanı, Rumelihisarı gibi yeşil alanlarda doğa yürüyüşleri yapabilir, piknik yapabilir ve temiz hava alabilirler. 

 * Çocuklar için güvenli ortam: İlçedeki parklar, oyun alanları ve bisiklet yolları, çocukların güvenle oynayabileceği ve vakit geçirebileceği alanlardır.

 * Eğitim olanakları: Sarıyer'de birçok özel ve devlet okulu bulunur. Bu sayede aileler, çocukları için kaliteli eğitim imkanı bulabilirler.

 * Kültürel etkinlikler: İlçede düzenlenen festivaller, konserler ve sergiler, ailelerin birlikte keyifli vakit geçirmelerini sağlar.

 * Ulaşım kolaylığı: Toplu taşıma araçları ve feribot seferleri ile şehir merkezine ulaşım oldukça kolaydır.

Sarıyer'de Yapılabilecek Aktiviteler

 * Boğaz turu: Ailecek yapabileceğiniz en keyifli aktivitelerden biri boğaz turudur. Tarihi yalıları, köprüleri ve manzarayı izleyerek unutulmaz bir gün geçirebilirsiniz. 

 * Kilyos Plajı: Yaz aylarında serinlemek ve güneşlenmek için ideal bir yerdir. Çocuklarınızla birlikte kumda oynayabilir, denize girebilir ve piknik yapabilirsiniz. 

 * Sait Halim Paşa Yalısı: Tarihi bir yapı olan yalıyı ziyaret ederek geçmişe yolculuk yapabilirsiniz. Bahçesindeki çay bahçesinde dinlenebilir, manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. 

 * Müzeler: Sarıyer'de yer alan müzeleri ziyaret ederek çocuklarınıza tarih ve sanat hakkında bilgi verebilirsiniz.

Sarıyer'de Aile Dostu Mekanlar

Sarıyer'de birçok aile dostu kafe, restoran ve oyun parkı bulunmaktadır. Bu mekanlarda hem yemek yiyebilir hem de çocuklarınızın eğlenmesini sağlayabilirsiniz.

Sonuç

Sarıyer, doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve sunduğu olanaklarla aileler için ideal bir yaşam alanı ve hafta sonu kaçamağı için harika bir seçenektir. Eğer siz de sakin ve huzurlu bir yaşam arıyorsanız, Sarıyer'i mutlaka değerlendirmelisiniz

Unutulmayan Göçler: Mübadeleden Bugüne"

 



Unutulmayan Göçler: Mübadeleden Bugüne"

Mübadele, yüzyılı aşkın süredir hafızalarımızda derin izler bırakan, bir milletin köklerini söküp başka topraklara taşımak zorunda kaldığı acı bir deneyimdir. 1923 Lozan Barış Antlaşması'nın bir parçası olarak gerçekleşen bu zorunlu göç, sadece coğrafyaları değil, hayatları da kökten değiştirmiştir.

Mübadiller, yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan koparılıp, yeni ve yabancı bir çevreye sürülmüşlerdir. Bu süreç, hem bireysel hem de toplumsal travmalara yol açmıştır. Evlerini, işlerini, dostlarını ve sevdiklerini geride bırakan insanlar, yeni bir başlangıç yapmak zorunda kalmışlardır. Kimlikleriyle, kültürleriyle ve geçmişleriyle bağlarını koparmak kolay olmamıştır.

Mübadeleden etkilenen sadece mübadiller değil, aynı zamanda yaşadıkları yeni topraklarda yaşayan insanlar da olmuştur. Yeni gelenlerle yerleşik halk arasında yaşanan uyum sorunları, zaman zaman gerginliklere ve çatışmalara neden olmuştur.

Mübadeleden Bugüne

Mübadele, Türkiye ve Yunanistan tarihine damgasını vurmuş önemli bir olaydır. Bu olayın etkileri, günümüzde bile hissedilmektedir. Mübadillerin torunları, geçmişlerini unutmadan yeni nesillere aktarmaya çalışmaktadırlar. Mübadele üzerine yapılan araştırmalar ve yayınlar, bu konuya olan ilgiyi artırmaktadır.

Mübadele, sadece tarih kitaplarında yer alan bir olay olmaktan çıkmış, edebiyata, sinemaya ve sanatın diğer dallarına konu olmuştur. Romanlar, şiirler, filmler ve tablolarla bu acı deneyim, sanatçılar tarafından farklı bakış açılarıyla ele alınmıştır.

Mübadele Neden Önemlidir?

Mübadele, sadece iki ülke arasındaki bir nüfus değişimi değil, aynı zamanda insanlık tarihinin en büyük zorunlu göçlerinden biridir. Bu nedenle, mübadeleyi anlamak, insanlık hâlinin en zorlu yönlerini kavramak için önemlidir.

Mübadele, bize şu soruları sormaya yöneltmektedir:

 * Kimlik nedir?

 * Aidiyet duygusu nasıl şekillenir?

 * Zorunlu göçler, bireyleri ve toplumları nasıl etkiler?

 * Geçmişle nasıl yüzleşilir?

 * Barış ve kardeşlik nasıl sağlanır?

Mübadele, sadece tarihçilerin değil, sosyologların, psikologların ve felsefecilerin de ilgisini çeken çok yönlü bir konudur. Bu konuda yapılacak daha çok çalışma, hem geçmişi anlamamıza hem de geleceğe daha iyi hazırlanmamıza katkı sağlayacaktır.

Sonuç

Mübadele, unutulmaması gereken bir tarihsel süreçtir. Bu süreçte yaşanan acıların unutulması, gelecekte benzer olayların tekrarlanmasına zemin hazırlayabilir. Mübadeleyi anlamak, geçmişimizle yüzleşmek ve geleceğe daha barışçıl bir bakış açısıyla bakmak için önemlidir.

Hüsnü Yazıcı 


Bahçeköy: Tarihi ve Doğal Güzellikleriyle Büyülü Bir Köy

 




Bahçeköy: Tarihi ve Doğal Güzellikleriyle Büyülü Bir Köy

İstanbul'un yeşilin en yoğun hissedildiği köşelerinden biri olan Bahçeköy, tarihi ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir yerleşim yeridir. 

Tarihi Gelişim

Bahçeköy'ün kuruluşu, Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar uzanmaktadır. Belgrat Seferi sonrasında bölgeye yerleştirilen Sırp esirlerle birlikte köyün temelleri atılmıştır. Daha sonraki yıllarda, özellikle 1924 yılında yapılan Lozan Antlaşması ile Selanik'ten göç eden Müslüman Türklerin kurucu aileler olarak iskan edilmesi ile  bahçeköy de hayat başlamıştır. 

Doğal Güzellikler

Bahçeköy'ün en önemli özelliklerinden biri, eşsiz doğal güzellikleriyle çevrili olmasıdır. Belgrat Ormanı, köyün hemen yanı başında yer alan ve İstanbul'un en büyük ormanlarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Orman içerisinde bulunan tarihi bentler, göller ve piknik alanları, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Ayrıca, Atatürk Arberetumu gibi önemli bir bilimsel araştırma merkezi de Belgrat Ormanı içerisinde yer almaktadır.

Kültürel Zenginlikler

Bahçeköy, geçmişten günümüze kadar farklı kültürlerin etkisi altında kalmış ve zengin bir kültürel yapıya sahip olmuştur. Köyde yaşayan insanların farklı kökenlerden gelmesi, kültürel çeşitliliği artırmış ve geleneklerin yaşatılmasına katkı sağlamıştır. Bahçeköy'de düzenlenen festivaller, şenlikler ve kültürel etkinlikler, bu zenginliğin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Günümüzde Bahçeköy

Bahçeköy, günümüzde İstanbul'a yakınlığı ve doğal güzellikleri sayesinde özellikle hafta sonları yoğun ilgi gören bir yerleşim yeridir. Köyde yaşayan insanlar, hem şehrin karmaşasından uzaklaşmak hem de doğayla iç içe bir yaşam sürmek isteyenler için ideal bir ortam sunmaktadır. Bahçeköy'de yer alan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi gibi eğitim kurumları da köyün akademik anlamda önemini artırmaktadır.

Bahçeköy, tarihi, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleriyle İstanbul'un en değerli yerleşim yerlerinden biridir. Köyün korunması ve gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşımaktadır.

Hüsnü Yazıcı 

Bahçeköy'ün Unutulmaz İsimleri: Bir Hikaye Anlatısı



 Bahçeköy'ün Unutulmaz İsimleri: Bir Hikaye Anlatısı

Bahçeköy'ün tarihi, kasabaya adını veren pek çok önemli isimle doludur. Bu isimler, sadece birer kelime değil, aynı zamanda kasabanın dokusunu şekillendiren, hikayelerini yazan ve gelecek nesillere miras bırakan bireylerdir.

Abdullah Acar gibi isimler, sadece bir spor kulübünde yöneticilik yaparak değil, aynı zamanda kasaba hayatına aktif olarak katılarak iz bırakmışlardır. Hüsnü Yazıcı gibi isimler, sporun yanı sıra farklı alanlarda da önemli başarılara imza atarak kasabanın gururu olmuşlardır.

Neco gibi sanatçıların babalarının Bahçeköy'de yaşaması, kasabanın kültürel zenginliğini gösterir. Can Tüysüz gibi sporcular, Türkiye'ye kazandırdıkları başarılarla kasabanın adını duyurmuşlardır.

Süleyman Yazıcı, Hasan Güzel gibi isimler, kasabanın ilk odun müteahhitlerinden olmuş ve modernleşme sürecinde önemli rol oynamışlardır. Sönmez ailesi gibi aileler, kasabanın ekonomik hayatına yön vererek, bir döneme damga vurmuşlardır.

Mustafa Şen, Abdül Gül, İsmet Barlas, Fethi Barlas gibi muhtarlar, kasabanın altyapısının gelişmesinde büyük emek sarf etmişlerdir. Ali Kıvanç, Mustafa Çetin, Hüseyin İpek gibi ilk muhtarlar ise kasabanın yönetim tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.

Şevket Sönmez gibi ilk imamlar, kasabanın dini hayatına yön vermişlerdir. Ali Özbekrem, Abdullah Altıparmak, Dursun Esen, Nurettin Özbekrem, Mustafa Yazıcı ve isimlerini yazamadığımız ilk üniversite mezunları ise eğitim seviyesinin yükselmesinde öncü olmuşlardır.

İbrahim Erkaptan gibi isimler, spor kulüplerinin kurulmasında ve yönetilmesinde önemli rol oynayarak, kasabanın spor hayatına yön vermişlerdir. Baç ailesi, Ali Yazıcı, Mustafa Şen, Nadir Yılmazel, Hasan Bileyci gibi isimler ise kasabanın ilk kasaplarından olmuştur.

Yazıcı ailesi, Sönmez ailesi, Güzel ailesi gibi aileler, kasabanın ekonomik hayatında önemli bir yere sahip olmuşlardır. Mustafa Şen gibi isimler, kasabanın ilk aygaz bayii olarak hizmet vererek, modernleşme sürecinde önemli bir rol oynamışlardır.

Mehmet Sönmez gibi isimler, kasabanın ilk ayakkabı mağazalarını açarak, ticaretin gelişmesine katkı sağlamışlardır. Çoşkun ailesi, Usta ailesi gibi isimler ise kasabanın ilk lokantalarını açarak, kasabanın sosyal hayatına renk katmışlardır.

Hasan bey gibi isimler, kasabanın ilk saraçları olarak hizmet vererek, kasabanın ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Hüseyin Bargın gibi isimler ise kasabanın ilk kunduracıları olarak, kasabanın ekonomik hayatına katkı sağlamışlardır.

Osman usta gibi isimler, kasabanın ilk at arabası tamircileri olarak hizmet vererek, ulaşımın gelişmesine katkı sağlamışlardır. Abdül Gül, Hasan Yazıcı gibi isimler ise kasabanın ilk nalburları olarak,  katkı sağlamışlardır.

Tulum ailesi, Yazıcı ailesi, Çoşkun ailesi, Güzel ailesi gibi aileler, kasabanın ilk kahvelerini açarak, insanların sosyalleşmesine olanak sağlamışlardır. Yunus bey, Ali Yazıcı gibi isimler ise kasabanın ilk berberleri olarak, insanların kişisel bakımına hizmet vermişlerdir.

Süleyman Yazıcı, Gürhanel ailesi, Man ailesi gibi isimler, kasabaya ilk kamyonları getirerek, ulaşımın gelişmesine katkı sağlamışlardır. Man ailesi ve Konyalı Ömer gibi isimler ise kasabanın ilk oto tamircileri olarak, ulaşımın daha güvenli hale gelmesine katkı sağlamışlardır.

Mustafa Özbekrem gibi isimler, kasabanın ilk iğnecileri olarak, insanların ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Muzaffer Altınsoy gibi isimler, kasabanın ilk belediye başkanı olarak, kasabanın gelişimi için önemli çalışmalar yapmıştır.

Hüsnü Yazıcı, Mustafa Şen, Sami Kasap, Osman Aktaş, Mehmet Güney, Baki Yurttaş, Yakup Çakıroğlu,  isimler, kasabanın ilk meclis üyeleri olarak, kasabanın yönetimine katılmışlardır.

Kastamonulu Sadık bey gibi isimler, kasabanın ilk börekçileri olarak, insanların damak zevkine hitap etmişlerdir. Fehmi bey gibi isimler, kasabanın ilk okul müdürleri olarak, eğitimin gelişmesine katkı sağlamışlardır.

Süleyman Yazıcı gibi isimler, kasabanın ilk büyük düğünlerini yaparak, kasabanın sosyal hayatına renk katmışlardır. Hasan Barlas, Ahmet Altıparmak, İbrahim Konuk gibi isimler, kasabanın ilk polisleri olarak, güvenliğin sağlanmasında önemli rol oynamışlardır.

Ahmet Dalkıran, Foto Nuri kardeşler gibi isimler, kasabanın ilk fotoğrafçıları olarak, kasabanın anılarını ölümsüzleştirmişlerdir. Nurettin Özbekrem, Ahmet Sönmez gibi isimler, kasabanın ilk avukatları olarak, adalete hizmet etmişlerdir.

Ali Özbekrem, Abdullah Altıparmak, Hüseyin Çimen, Hüsnü Esen gibi isimler, kasabanın ilk orman mühendisleri olarak, çevrenin korunmasına katkı sağlamışlardır. Celal Barlas gibi isimler, kasabanın ilk subayları olarak, ülkesine hizmet etmişlerdir.

Bu isimler, sadece birer başlangıç noktasıdır. Bahçeköy'ün tarihinde iz bırakan birçok başka isim de vardır. Bu isimleri araştırmak ve onların hikayelerini öğrenmek, kasabanın geçmişini daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

Unutmayalım ki, bir kasabanın tarihi sadece binalardan ve sokaklardan ibaret değildir. Asıl önemli olan, o kasabada yaşayan insanların hikayeleri, hayalleri ve mücadeleleridir. 

Yazamadığım çok ilklerin öncü isimleri var kusura bakmasınlar, özet bir yazı oldu. 


5 Eylül 2024 Perşembe

Sarıyer Lozan Mübadiller Derneği: Bir Mirasın Korunması ve Yaşatılması




 Sarıyer Lozan Mübadiller Derneği: Bir Mirasın Korunması ve Yaşatılması

Sarıyer Lozan Mübadiller Derneği, 2008 yılında,Evladı fatihan  olan Müslüman Türklerin Selanik'ten göç etmiş Bahçeköy 'ün kurucuları  olan 80 ailenin torunlarının bir araya gelmesiyle kurulmuş  bir sivil toplum kuruluşudur. Dernek, mübadeleyle birlikte Türkiye'ye gelen ailelerin kültürel mirasını korumak, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarma amacıyla önemli çalışmalar yürütmektedir.

Derneğin Amaçları:

 * Kültürel Mirasın Korunması: Mübadele sürecinde yaşanan zorluklara rağmen korunmuş olan kültür, sanat, folklorik değerlerin gelecek nesillere aktarılması.

 * Tarihsel Araştırma: Yakın tarihimizdeki önemli dönüm noktalarından biri olan mübadeleyi bilimsel olarak araştırmak, belgelemek ve bu konuda farkındalık yaratmak.

 * Kültür Varlıklarının Korunması: Mübadillerin geride bıraktığı kültürel varlıkların korunması için çaba göstermek.

 * Sosyal Dayanışma: Mübadele göçmenleri ve sonraki kuşaklar arasında sosyal ve kültürel dayanışmayı güçlendirmek.

 * Barış Kültürü: Türkiye ve Yunanistan halkları arasında dostluk, sevgi ve işbirliğini geliştirmek, barış kültürünün yerleşmesi için çaba göstermek.

Derneğin Tarihçesi:

Birinci kuşak mübadiller, yeni yurtlarına yerleşme ve hayata tutunma mücadelesi vermişlerdir. İkinci kuşak ise sosyal hayata daha fazla katılmış, spor kulüpleri, dernekler gibi sivil toplum kuruluşları kurmuşlardır. Üçüncü kuşak ise köklerine daha fazla bağlanma ihtiyacı hissederek, kültürel miraslarını gelecek nesillere aktarmak amacıyla Sarıyer Lozan Mübadiller Derneği'ni kurmuşlardır.

Sarıyer Lozan Mübadiller Derneği, sadece bir dernek olmaktan öte, bir ailenin, bir kültürün ve bir tarihin yaşayan bir örneğidir. Dernek, mübadelenin izlerini taşıyan herkese kapılarını açarak, bu önemli mirası birlikte korumak ve geleceğe taşımak için çalışmaktadır. Derneğimize katılabilir, projelerimize destek olabilirsiniz.

Hüsnü Yazıcı 



Sarıyer Gazetesi nde yazılarım




Linki Sarıyer Gazetesi nde yazılarım 


https://sariyergazetesi.com/kultur-sanat/sariyerin-unutulmayan-hikayesi/

Atatürk'e karşı düşmanlık,

 Atatürk'e karşı düşmanlık, Türkiye'nin karmaşık tarihsel, siyasi ve sosyal yapısından kaynaklanan çok yönlü bir konudur. Bu düşmanlığın temel nedenleri arasında şunlar sayılabilir:

 * İdeolojik Farklılıklar: Atatürk'ün modernleşme ve laikleşme hedefleri, geleneksel değerlere bağlı bazı kesimleri rahatsız etmiştir. Özellikle dinin siyasetten ayrılması ve bazı İslamî uygulamaların kısıtlanması, bu kesimlerde tepkilere yol açmıştır.

 * Siyasi Çıkarlar: Bazı siyasi aktörler, kendi ideolojilerini ve çıkarlarını güçlendirmek için Atatürk'e karşı bir söylem geliştirmişlerdir. Bu durum, özellikle geçmişte ve günümüzde yaşanan siyasi çekişmelerde sıklıkla gözlemlenmiştir.

 * Tarihsel Revizyonizm: Atatürk'ün hayatı ve devrimleri hakkında farklı yorumlar ve hatta yanlış bilgiler yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. Bu durum, özellikle genç nesiller arasında Atatürk'e karşı olumsuz bir algı oluşmasına neden olmuştur.

 * Korku ve Belirsizlik: Atatürk'ün başlattığı değişimler, toplumun bazı kesimleri için korku ve belirsizliğe yol açmıştır. Özellikle geleneksel yaşam tarzlarına bağlı olanlar, bu değişimlere ayak uymakta zorlanmışlardır.

 * Kişisel Nedenler: Bazı kişiler, Atatürk'e karşı düşmanlık beslemelerinin kişisel nedenleri olduğunu öne sürerler. Bu nedenler arasında, aileden gelen önyargılar, kişisel deneyimler veya psikolojik faktörler yer alabilir.

Bu nedenlerin bir araya gelmesi, Atatürk'e karşı farklı şiddetlerde ve farklı gerekçelerle düşmanlık besleyen çeşitli grupların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Önemli Not: Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve modern Türkiye'nin mimarı olarak kabul edilir. Onun fikirleri ve devrimleri, Türkiye'nin bugün olduğu yere gelmesinde büyük rol oynamıştır. Atatürk'e karşı yapılan eleştiriler, demokratik bir toplumda doğal karşılanabilir ancak bu eleştiriler, tarihi gerçekleri çarpıtmamalı ve kişisel hakaretlere dönüşmemelidir.

Bu konuda daha detaylı bilgi almak için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz:

 * Kitaplar: Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı ve devrimleri hakkında yazılmış birçok bilimsel çalışma bulunmaktadır.

 * Belgeseller: Atatürk'ün hayatı ve devrimleri hakkında yapılmış belgeseller, konuyu daha anlaşılır hale getirebilir.

 * Akademik Makaleler: Bu konuda yazılmış akademik makaleler, farklı bakış açılarını sunabilir.

Unutmayın ki, Atatürk'e karşı düşmanlık, Türkiye'nin demokratik geleceği için önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu sorunun çözümü için, tarihsel gerçeklerin doğru bir şekilde öğrenilmesi, farklı görüşlere saygı duyulması ve toplumsal uzlaşının sağlanması gerekmektedir.

Not: Bu cevap, genel bir bilgi verme amacı taşımaktadır. Her bireyin Atatürk hakkındaki düşünceleri farklı olabilir ve bu farklılıklar saygı gösterilmelidir.

Cumhuriyet Döneminde Heykel Yapımının Amacı

 Cumhuriyet Döneminde Heykel Yapımının Amacı

Cumhuriyet döneminde heykel yapımının sürekliliğinin temel amacı, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin modern kimliğini ve değerlerini görsel olarak ifade etmek, ulusal birlik ve beraberliği pekiştirmek ve yeni bir sanat anlayışını topluma yaymaktı.

Bu amacın altında yatan daha spesifik nedenler şunlar olabilir:

 * Modernleşme ve Batılılaşma: Heykel sanatı, o dönemde modern ve medeni kabul edilen Batılı ülkelerle uyumlu bir imaj çizmek için önemli bir araç olarak görülüyordu.

 * Ulusal Bilinç: Heykeller aracılığıyla milli kahramanlar, tarihi olaylar ve kültürel değerler yüceltilerek, halkta güçlü bir ulusal bilinç oluşturulmaya çalışılıyordu.

 * Sanatın Toplumsal Hayata Entegrasyonu: Heykeller, kamu alanlarına yerleştirilerek sanatın sadece elit bir kesimin değil, tüm halkın erişimine açık hale getirilmesini amaçlıyordu.

 * Yeni Nesillerin Yetiştirilmesi: Heykel sanatı eğitimine önem verilerek, yeni nesillere sanatın önemi ve güzelliği aşılanmaya çalışılıyordu.

Özetle, Cumhuriyet döneminde heykel yapımının sürekliliği, yeni bir devletin kuruluşunun heyecanı, modernleşme çabaları ve ulusal bir kimlik oluşturma isteğinin bir yansımasıydı.

4 Eylül 2024 Çarşamba

Karacaova Bölgesi Hakkında Tarihsel Araştırmalar İçin Önemli Notlar

 Karacaova Bölgesi Hakkında Tarihsel Araştırmalar İçin Önemli Notlar

Karacaova bölgesi gibi tarihi derinliklere sahip bölgelerin incelenmesinde, kaynakların güvenilirliği en kritik noktadır. Özellikle göç ve yerleşim gibi hassas konularda, iddiaların somut kanıtlarla desteklenmesi şarttır.

Neden Bizans ve Osmanlı Arşivleri Önemli?

 * Birinci el bilgi: Bu arşivler, o dönemlerdeki yaşamı, yönetimi ve nüfus hareketlerini doğrudan yansıtan belgeleri içerir.

 * Tarafsızlık: Kişisel yorumlardan ziyade, resmi kayıtlara dayandığı için daha objektif bir bakış açısı sunar.

 * Doğrulama: Bir yazarın iddiaları, bu arşivlerdeki bilgilerle karşılaştırılarak doğrulanabilir veya çürütülebilir.

Bir Yazının Kaynak Olarak Kabul Edilmesi İçin Şartlar:

 * Uyum: Yazarın iddiaları, Bizans ve Osmanlı arşivlerindeki bilgilerle tutarlı olmalıdır.

 * Kanıt: Yazar, iddialarını destekleyen somut belgeler sunmalıdır (örneğin, nüfus sayımları, yerleşim kayıtları).

 * Tarafsızlık: Yazarın kişisel önyargıları veya siyasi görüşleri, araştırmayı etkilememelidir.

Tarih Araştırmalarının Disiplinli Yöntemi:

 * Zaman: Kaynağın üretildiği tarih, bilgilerin güncelliğini ve güvenilirliğini belirler.

 * Bölge: Kaynağın üretildiği yer, yerel özelliklerin anlaşılmasında önemlidir.

 * Yazar/Sahip: Kaynağın üreticisinin kimliği, yazarın uzmanlığı ve tarafsızlığı hakkında bilgi verir.

 * Analiz: Kaynağın diğer kaynaklarla olan ilişkisi, bilginin doğrulanmasında kullanılır.

 * Bütünsellik: Kaynağın orijinal hali, bilgilerin tam ve doğru anlaşılmasını sağlar.

 * Güvenilirlik: Kaynağın içeriğini doğrulayan kanıtların varlığı, bilginin kabul edilebilirliğini belirler.

Özetle, Karacaova bölgesi gibi tarihi zenginliklere sahip yerlerin incelenmesinde, bilimsel yöntemlere bağlı kalınmalı ve kaynakların kritik bir gözle değerlendirilmesi gerekmektedir. Sadece kişisel anılar veya duyumlar değil, somut belgelerle desteklenen araştırmalar, tarihe daha doğru bir ışık tutacaktır.

3 Eylül 2024 Salı

1568 yılı Gostolob - Gustulüp köyü Osmanlı dönemi

 Karye­i Gostolob, an­zeamet­i müşarun­ileyhİbrahim  tabi­i Yenice­i Vardar

Çiftlik­i Hasan, merd­i timar, haliya der­yed­i Memiveled­i O

Çiftlik­i Hamza, haliya der­yed­i Hüseyin veled­i O, Ç (çift)

Çiftlik­i Hacı Cafer, nim (yarım çiftlik)

Mahmud(veled­i) İlyas, nim (yarım çiftlik)

Mahmud(veled­i) Hasan, nim (yarım çiftlik)

Osmanlıca Belge Tercümesi ve Analizi

Belgenin Genel İçeriği:

Bu Osmanlıca belge, bir köyün (Gostolob) ve ona bağlı çeşitli çiftliklerin mülkiyet ve işletme durumunu açıklamaktadır. Belgedeki terimler, o dönemdeki toprak düzenine ve idari birimlere dair önemli bilgiler vermektedir.

Tercüme:

 * Karye-i Gostolob: Gostolob köyü.

 * Anzeamet-i müşarun ileyh İbrahim: Bu köye bağlı olan İbrahim'e ait.

 * Tabi-i Yenice-i Vardar: Yenice-i Vardar'a bağlı (idari olarak).

 * Çiftlik-i Hasan, merdi timar: Hasan çiftliği, timarlı bir çiftliktir. (Timar: Belirli bir geliri olan ve bu gelirle devlete hizmet eden sipahilerin kullandığı toprak parçası.)

 * Haliya deryed-i Memiveled-i O: Memi oğlu'nun deniz (yani büyük) hali (tarla) sahibi.

 * Çiftlik-i Hamza, haliya deryed-i Hüseyin veled-i O, Ç: Hamza çiftliği, Hüseyin oğlu'nun deniz hali sahibi, bir çiftlik.

 * Çiftlik-i Hacı Cafer, nim: Hacı Cafer çiftliği, yarım çiftlik.

 * Mahmud(veled-i) İlyas, nim: İlyas oğlu Mahmud, yarım çiftlik sahibi.

 * Mahmud(veled-i) Hasan, nim: Hasan oğlu Mahmud, yarım çiftlik sahibi.

Analiz:

 * Toprak Düzeni: Belge, Osmanlı toprak düzeninde sıkça görülen timar sistemi ve çeşitli büyüklükteki çiftliklere dair örnekler vermektedir. Timar, sipahilerin devlet hizmet karşılığında kullandığı toprak parçası iken, çiftlikler ise daha küçük ve genellikle çiftçiye ait olan tarım arazileridir.

 * Mülkiyet ve İşletme: Belgede bahsedilen kişilerin mülkiyet hakları ve tarım arazilerinin büyüklükleri belirtilmektedir. "Haliya deryed" ifadesi, geniş bir tarım arazisine sahip olmayı ifade eder.

 * İdari Bağlılık: Gostolob köyünün Yenice-i Vardar'a bağlı olduğu belirtilmektedir. Bu da bölgedeki idari yapılanma hakkında bilgi vermektedir.

Sonuç:

Bu Osmanlıca belge, basit gibi görünse de, Osmanlı toprak sistemi, mülkiyet ilişkileri ve idari yapılanma hakkında önemli ipuçları sunmaktadır. Belgedeki terimler ve kavramlar, o dönemdeki kırsal hayatı ve ekonomik durumu anlamak için anahtar niteliğindedir.

Ek Bilgiler:

 * Çeviri Notları: Belgede geçen bazı terimler, günümüz Türkçesinde tam karşılığı olmayan veya anlamı değişen terimlerdir. Bu nedenle çeviride bazı açıklamalar yapılmıştır.


1 Eylül 2024 Pazar

Karacaova (Karacaabad) Bölgesinin Tarihsel Gelişimi


Karacaova (Karacaabad) Bölgesinin Tarihsel Gelişimi

Karacaova (Karacaabad), tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış önemli bir bölgedir. Özellikle Bizans ve Osmanlı dönemlerinde bölgenin önemi artmıştır.

Bizans Dönemi

 * Hristiyan Türkler: Bölgede Peçenek, Kuman (Kıpçak) ve Uz-Oğuz gibi Hristiyan Türk toplulukları yaşamını sürdürmüştür.

 * Makedonya'nın En Büyük Türk Yerleşimi: Bizans döneminde Karacaova, Makedonya'nın en büyük Türk yerleşim yeri olarak kabul edilir.

Osmanlı Dönemi

 * Müslüman Türkler: Osmanlı hakimiyetiyle birlikte bölge ağırlıklı olarak Müslüman Türklerin yaşadığı bir yer haline gelmiştir.

 * Evladı Fatihan, Konyar, Yörük: Bölgedeki Türkler, Evladı Fatihan, Konyar ve Yörük gibi farklı kökenlere sahip topluluklardan oluşmaktaydı.

 * Karacaova ve Karacaabad Adları: Osmanlı döneminde bölgeye Karacaova adı verilmiş, idari merkezi olan kaza ise Karacaabad olarak anılmıştır.

Farklı Dönemlerdeki Adları

 * Bizans, Bulgar ve Sırp Dönemleri: Bu dönemlerde bölgeye sırasıyla Alpomia, Moglena ve Olivir adları verilmiştir.

Özetle, Karacaova (Karacaabad) bölgesi, tarih boyunca farklı adlarla anılmış ve çeşitli halklara ev sahipliği yapmıştır. Bölgenin, özellikle Türkler açısından önemli bir yerleşim merkezi olduğu ve bu durumun Bizans döneminden itibaren devam ettiği görülmektedir.

Yazıcı Ailesi: Mübadelenin İnsan Yüzü

 




Yazıcı Ailesi: Mübadelenin İnsan Yüzü

1923 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesi anlaşmasıyla milyonlarca insanın hayatını kökten değiştirdi. Bu zorlu süreçte, evladı fatihan Müslüman Türkler den Yazıcı ailesi de yeni bir hayata başlamak zorunda kaldı. Torun Hüsnü Yazıcı'nın anlatımıyla şekillenen aile hikayesi, mübadelenin bireysel etkilerini gözler önüne sererek, bu büyük insanlık trajedisinin derinliğini ortaya koyuyor.

Selanik'ten Bahçeköy'e: Köklü Bir Ailenin Hikayesi

1700'lü yıllardan itibaren Selanik'in Karacaabad kazası, Gustulüp köyünde yaşayan Yazıcı ailesi, nesiller boyu bölgeye kök salmıştı. Osmanlı devlet arşivlerinde "yazıcı" olarak geçen aile, köylüler arasında saygın bir konuma sahipti. Ailenin soy ağacı, 1831 yılı nüfus defterinde 1700 yıllarına kadar takip edilebiliyor ve bu defterde "Yazıcı" lakaplı Mehmet Efendi'nin Fustan köyünden Ümran Hanım ile evlendiği ve bu evlilikten Hüsnü, Basri ve diğer çocuklarının olduğu belirtiliyor.

Ancak 1923 yılında gerçekleşen mübadele, bu köklü ailenin hayatını sonsuza dek değiştirdi. Aile, zorunlu göçle İstanbul'a geldi ve Bahçeköy'e  1924 yılında köyün kurucu aileleri olarak yerleştirildi. Mübadele öncesinde köyünde saygın bir konumu olan Yazıcı Hüsnü Efendi, yeni yuvasında da topluma faydalı olmak için çabaladı. Köye gelen misafirleri ağırladı, köyün sorunlarıyla ilgilendi ve çevresinde sevilen bir kişi oldu.

Kayıplar ve Yeni Başlangıçlar

Mübadele, Yazıcı ailesi için büyük kayıplar anlamına geliyordu. Selanik'teki evleri, toprakları ve sevdikleri geride kalmıştı. Bahçeköy'e geldiklerinde kendilerine verilen ev ve tarla, eski yaşamlarına göre oldukça yetersizdi. Üstelik, yaşadıkları ev kısa süre sonra bir yangında kül oldu. Ancak aile, bu zorluklara rağmen yılmadı ve yeni bir hayat kurmak için çabaladı.

Ailenin büyük oğlu Hüsnü, Trablusgarp'ta askerlik yaptığı sırada yaşadığı bir olay, ailenin hayatında önemli bir dönüm noktası oldu. Askerliğe giderken kayınpederine emanet ettiği altınları, dönüşünde bulamadı. Bu olay, ailenin yaşadığı zorlukların yanı sıra, o dönemki insanların güven duygusunun ne kadar zedelendiğini de gösteriyordu.

Bahçeköy'de Yeni Bir Hayat

Yazıcı ailesi, Bahçeköy'de yeni bir hayata başlarken, hem geçmişe özlem duyuyor hem de geleceğe umutla bakıyordu. Ailenin erkek bireyleri, tarım, ticaret ve hayvancılıkla uğraşarak geçimlerini sağlamaya çalıştı. 

Hüsnü Efendi, Bahçeköy'de de saygın bir konuma geldi. Komşularına yardım eden, sorunlarını dinleyen ve çözüm bulan bir kişi olarak tanındı. Aynı zamanda, köyün sosyal ve kültürel hayatına da önemli katkılar sağladı.

Mücadelenin İnsan Yüzü

Yazıcı ailesinin hikayesi, mübadelenin sadece bir istatistik değil, aynı zamanda bireylerin yaşadığı acı dolu bir deneyim olduğunu göstermektedir. Ailenin yaşadığı kayıplar, özlemler ve yeni bir hayata adapte olma mücadelesi, mübadelenin insan yüzünü ortaya koymaktadır. Aynı zamanda, ailenin dayanışması, birbirine destek olması ve yeni bir hayata tutunma çabası, insan ruhunun gücünü de gözler önüne sermektedir.

Miras ve Gelecek

Yazıcı ailesi, yaşadıkları zorluklara rağmen gelecek nesillere güçlü bir miras bıraktı. Çalışkanlık, dayanışma, yardımseverlik gibi değerler, ailenin temel taşlarını oluşturdu. Ailenin çocukları, farklı mesleklerde çalışarak toplum hayatına katıldı ve aile adını daha da ileriye taşıdı.

Sonuç

Yazıcı ailesinin hikayesi, mübadelenin bireyler üzerindeki derin izlerini gözler önüne seren önemli bir örnektir. Bu hikaye, aynı zamanda geçmişle gelecek arasında bir köprü kurarak, gelecek nesillere bırakılan değerlerin önemini vurgulamaktadır. Ailenin yaşadığı zorluklar ve başarılar, bize insan ruhunun dayanıklılığını ve umudun gücünü hatırlatmaktadır.

Anavatandan Ata toprağına  görevli gidiş, Ata toprağından Ana vatana zorunlu  göç yolculuğu