Sarıyer, 1930’da ilçe olmadan önce Beyoğlu’na bağlı bir nahiye olarak idare ediliyordu. Ancak Boğaz kıyısındaki konumu, hızla artan nüfusu ve ekonomik faaliyetlerinin yoğunluğu nedeniyle ayrı bir ilçe olarak yapılandırılması kaçınılmaz hale geldi. Özellikle balıkçılık ve ticaretin ön planda olduğu bu bölge, sahil yerleşimi olmanın getirdiği stratejik önemle dikkat çekiyordu.
1930’da alınan kararla Sarıyer, Beyoğlu’ndan ayrılarak ilçe statüsü kazandı. Bu kararda etkili olan temel unsurlar şunlardı:
1. Hızla Büyüyen Nüfus ve Yerleşim Alanı: Bölgenin büyümesi ve nüfus yoğunluğunun artması, yeni bir idari yapılanmayı zorunlu kıldı.
2. Ekonomik Potansiyel: Balıkçılık ve ticaretin yanı sıra sahil köylerinin stratejik değeri, Sarıyer’in bağımsız bir ilçe olarak öne çıkmasına neden oldu.
3. İdari ve Ulaşım Kolaylığı: Yönetimsel işlemlerin daha etkin şekilde yürütülmesi için bölgenin ayrı bir idari yapı olarak düzenlenmesi gerekti.
Hüsnü Yazıcı
Kaynak: İstanbul İlçe Tarihçeleri - İstanbul Valiliği.