Çünkü bilgi sahibi olmadan fikir beyan etmek kolaydır. Mübadele gibi karmaşık ve travmatik bir tarihi süreci yüzeysel değerlendiren bazı kişiler, “devlet onlara bedava yer verdi” gibi sığ ve kıskanç ifadelerle konuşuyor. Bu söylemler birkaç temel nedene dayanır:
-
Tarihsel Cehalet: Çoğu kişi mübadillerin ne şartlarda geldiğini, ne kayıplar yaşadığını, hangi zorluklarla karşılaştığını bilmez. Mallarını, yurtlarını, komşularını, mezarlarını geride bırakıp gelen bu insanlar çoğu zaman sefalet içinde yaşadı.
-
Yanlış Algı: Devletin bazı mübadil ailelere arazi veya konut tahsis etmesi, sanki “lütuf” gibi algılanıyor. Oysa bu, Lozan Antlaşması’nın bir gereğiydi. Ama verilen yerler çoğunlukla harabe, verimsiz veya terk edilmişti. Yerleşene kadar yıllar süren zorluklar yaşandı.
-
Sosyal Kıskançlık: Bazı insanlar, mübadillerin çalışkanlığı ve dayanışması sayesinde zamanla toparlanıp varlık kazanmalarını hazmedemeyip “devlet torpil geçti” gibi temelsiz kıskanç söylemlere sarılıyor.
-
Siyasi Yönlendirme: Bazı dönemlerde, mübadillerin belli politik tercihlere sahip olduğu varsayımıyla, bu insanlar hakkında negatif algı oluşturulmaya çalışıldı.
Gerçek: Mübadele, iki tarafın da kazançlı çıktığı bir “takas” değil, zorunlu bir göçtü. Mübadillerin “bedava” diye alınan malları, aslında kendi bıraktıkları taşınmazların karşılığıydı. Ve çoğu zaman değer eşitliği bile sağlanmadı.
Bu tür söylemlere en güzel yanıt belgeler, anılar ve tarihî gerçeklerdir. Kıskançlıkla değil, empatiyle ve araştırmayla yaklaşmak gerekir.