Translate

25 Mayıs 2025 Pazar

1924 Mübadelesi ile Selanik'ten Türkiye'ye Göç Eden Bir Ailenin Hikayesi: Yazıcı Ailesi

 


Resim Tüyap Kitap Fuarından


1924 Mübadelesi ile Selanik'ten Türkiye'ye Göç Eden Bir Ailenin Hikayesi: Yazıcı Ailesi

Bu hikaye, Selanik Sancağı'na bağlı Karacaabad kazasının evlad-ı fatihan kayıtlı Güstulüp köyünden, ata toprağından ana vatana zorunlu göçle 1924 mübadelesi ile Türkiye'ye gelen Yazıcı ailesinin öyküsünü anlatmaktadır. Ailenin kökenleri Osmanlı dönemine kadar uzanır.

Ailenin Kökenleri ve Osmanlı Dönemi Hikaye, 1700 yılında Hasan Bey ile başlar. Oğlu Ahmet, 1751 doğumludur ve 1831 yılı nüfus sayımında "Yazıcı" lakabıyla anılır. Ahmet'in oğlu Hüseyin (d. 1799), onun oğlu ise İpekçi Yazıcı lakabıyla tanınan Mehmet Efendi'dir. Mehmet Efendi, Fustan köyünden Ümran Hanım ile evlenir. Bu evlilikten Hüsnü, Basri ve bir çocuk daha dünyaya gelir.

Mehmet Efendi'nin erkek kardeşi, Molla lakaplı Hasan Efendi eşkıyalar tarafından öldürülür. Mehmet ve kız kardeşinin mezarları Güstulüp köyündedir.

Mübadele ve Türkiye'ye Göç 1924 mübadelesiyle Mehmet Efendi'nin eşi ve oğulları İstanbul'a gelir ve Bahçeköy'e yerleşirler. Mehmet Efendi'nin amcasının oğlu Cemal ise İzmir Alaçatı Reisdere köyüne iskan edilir.

Karacaova'da saygın bir kişi olan Yazıcı Mehmet Efendi, köydeki iki katlı, bahçeli evinde ailesiyle yaşar ve misafirlerini ağırlar. Aile geçimini dutçuluk ve tarımla sağlar. Ancak nişanlı oğlu, tarlada orakla bacağını kesip üç gün sonra vefat eder. Diğer oğlu Basri Efendi ise Bahçeköy'de genç yaşta hayatını kaybeder.

Hüsnü Efendi'nin Hayatı 1893 doğumlu Hüsnü Efendi'nin memlekette bir kızı vardır. Trablusgarp'a askere gitmeden önce dünyalığını kayınpederine teslim eder. Ancak dönüşte eşi, kızı ve kayınpederinin koleradan öldüğünü ve altınların kayıp olduğunu öğrenir.

Memlekette aynı köyden 1903 doğumlu Hasine Asiye Hanım’la evlenir. Aile, 1924’te Türkiye’ye göç eder ve Bahçeköy’e yerleşir. Ancak Selanik’teki mallarının karşılığı kadar mal alamazlar.

İskan ve Malların Durumu 19 Ocak 1924’te Bahçeköy’e yerleştirilen aileye:

• Bir bahçe

• İki tarla

• 44 m² ev (yanınca 116 m² başka ev verilir)

• Bir pulluk

• Bir öküz

• Arpa tohumu verilir.

Selanik’te bıraktıkları mallar:

• 1294 altın değerinde mal

• İki katlı ev

• Harman yeri, samanlık

• Beş dönüm dutluk

• Yedi dönüm kır tarlasıdır.

Bırakılan malların toplam değeri, dönemin şartlarına göre yaklaşık 1294 Osmanlı altını olarak kayda geçmiştir. Bu rakam, o yıllarda büyük bir servete karşılık gelmektedir. Verilen malların değeri ise bu tutarın çok altındadır ve maddi kayıp büyüktür.

Bahçeköy'de Yaşam İskan sırasında aileye verilen 47 metrekarelik ev yanar. Bu ev, köy merkezinde ve çeşmenin hemen yanındadır. Bu yangın, Hüsnü Efendi’nin eşi Hasine Asiye Hanım’ı derinden üzer. Daha sonra 1940’lı yıllarda, yanan evin tam karşısındaki arsayı satın alırlar. Bu gelişme Hasine Asiye Hanım’ı çok mutlu eder; çünkü tekrar çeşmenin yanı başına, yani eski yerine dönmüş olurlar. Bugün bu yer, park olarak kullanılan alanın tam karşısında yer almaktadır. Yeni arsaya iki katlı ve alt katı dükkan olan ev inşa edilir. 1972’de beş erkek kardeş iki apartman inşa eder.

1934’te Soyadı Kanunu çıkınca Hüsnü Efendi, aileye nesiller boyu verilen ve köyde tanınmalarını sağlayan lakap olan "Yazıcı" soyadını resmen alır. 1940-70 arası Bahçeköy’e gelen misafirleri ağırlar, gerekirse kahvehanesini açar. Çiftçilik, hayvancılık yapar. 1940’lı yıllarda Serhat şehri Edirne’ye, kayınpederinin yanına gider; ancak fazla kalmadan yeniden Bahçeköy’e döner.

Altı çocuk sahibidir (beş erkek, bir kız). Eşini 1968'de kaybeder. Kendisi 1972’de vefat eder. Anlattığına göre memleketteki yaşamları daha varlıklı ve rahattır.

Ailenin Geleceği Hüsnü Efendi’nin çocukları; ormancılık, bakkallık, kasaplık, yemcilik, kahvecilik, hayvancılık ve bahçecilikle uğraşırlar. Kızı Necibe Bahçeköy’de evlenir. Çocuklar ve torunlar hayatlarından memnundur.

Aile Şeceresi (Yazıcı Soyadı) Osmanlı Nüfus Defterine (1831) göre:

• Hasan: Doğum tarihi bilinmiyor (tahmini 1699) 

• Ahmet (Yazıcı): 1751 doğumlu, 1831’de 80 yaşında 

• Hüseyin: 1799 doğumlu, 1831’de 32 yaşında 

• Mehmet (Yazıcı): Doğum tarihi özel aile şeceresine göre

Türkiye Cumhuriyeti Nüfus Defterine göre:

• Mehmet (Yazıcı) 

• Hüsnü Yazıcı: 1893 doğumlu, 1934’te soyadını alır 

• Süleyman Yazıcı: 1928 İstanbul doğumlu 

• Hüsnü Yazıcı: 1964 İstanbul doğumlu

Şecerenin Yorumu Ahmet, Mehmet gibi kişilerin "Yazıcı" unvanı bir mesleki göreve işaret eder. Aile, köyde vergi toplama, tımar kayıtlarını düzenleme, cami ve çeşme tamirlerini yaptırma ve benzeri idari işlerin yürütülmesinden sorumlu olmuştur. Bu tür işler ailede nesilden nesile geçmiştir. "Yazıcı" lakabı 1830’lu yıllardan itibaren belgelerde görünür ve köyde idari sorumluluk taşıyan bir soyadına dönüşmüştür. Hasan Bey büyük ihtimalle toprak sahibi ve yerel yöneticidir.

Bu yazı, mübadeleyle gelen bir ailenin tarihini, yaşanmışlıklarını ve köklerini anlatmakta; aynı zamanda bir dönemin sosyal ve ekonomik koşullarını da gözler önüne sermektedir. Torun Hüsnü Yazıcı olarak bu hikayeyi kaleme almak, geçmişe bir saygı duruşu ve ailemize vefa borcudur. Bu satırlar, yapay bir dille değil; atalarımızın izini süren, onların sesini duyurmaya çalışan torunlarının yüreğinden dökülmüştür.

Hüsnü Yazıcı